YUKATEL Kayserispor, Fraport-Tav Antalyaspor ile dün karşı karşıya geldi. Kayserispor maçtan 2-0 galip ayrıldı. İki kırmızı kart gören Kayserispor’da ki sorumsuz futbolcular, yürekleri ağzımıza getirdi. Bu sene ki kadro, fena sayılmaz. Kadroyu, Hikmet Karaman’ın kendisinin yapmamasına rağmen şuana kadar iyi götürdü. Kayserispor bana göre ligde kalacak. Hem de alt sıralarda değil ortalarda sezonu tamamlayacak.
Kayserispor’da galibiyetten daha önemli meseleler var. Kulüp bir türlü içinde bulunduğu borç cenderesinden çıkamıyor. Siyasiler, kulübe sağlanacak maddi destek için, verdikleri sözlerini tutmuyor. İş insanları ise ‘ben para vereyim, benim paramla birileri keyif mi sürsün’ diyor.
Ziraat Bankasına borç, futbolculara borç, vergi dairesine borç, SGK ya borç…. Uzayıp gidiyor. Anlayacağınız borçlar Berna başkanın sırtına kalmış görünüyor. Bu borçların en küçüğünü de 12 milyona yaklaşan rakam ile SGK oluşturuyor. Diğerlerini siz düşünün. Türkiye’de herkes gözünü, döviz bürosu ekranlarına, tv kanallarının altındaki Döviz fiyatlarına çevirmişken, Kayserispor dövizde ki artıştan dolayı, her dakika, daha fazla batağa giriyor.
Berna Gözbaşı, iş hayatında, başarılı bir iş insanı. Kulübün başkanlığına, geldikten sonra, takım kurtulacak diye çok umutlanmıştım. Ama gidişat pekte öyle değil. Kayserispor’un kurtulması için, kararlı profosyonel bir başkana, disiplinli personel kadrosuna, Kayserispor’u ligden düşürmeyecek, oyuncu kadrosuna ihtiyaç var.
Türkiye’nin ekonomisi ciddi anlamda sıkıntılı olduğunu bilmeyen yok. Bu nedenle, İş insanları, mümkün olduğu kadar, yurt içinde, döviz endeksli borçlanmalarda bulunmuyorlar. Profosyonel bir kulüp başkanı, batakta olan spor kulübünü, dövizle borçlanmaz. Buda, ancak yabancı futbolcu sayısını minimuma düşürerek, alt yapıdan, kendi futbolcularını yetiştirerek olur.
Berna Gözbaşı, her nedense, kendi şirketlerinde sağladığı disiplini, otoriteyi, başarıyı, bir türlü Kayserispor kulübüne, yansıtamadı. Tabi başarı deyince, sadece sportif başarı değil, komple başarıdan bahsediyorum. Ümidimi de yitirmiş değilim. Başkan Gözbaşı, personel, yönetim, teknik heyet, sporcu kadrosu… Nerede yanlışlık yaptığını, bulacak ve düzeltecektir. Keza geciktikçe, fatura ağırlaşmaktadır.
Geçtiğimiz hafta, Adana Demirspor U21 takımı, lig maçı için Kayseri’ye geldi. Maç saati geldiğinde Kayserispor’un U21 takımı da sahaya geldi. İki takımda neye uğradığını şaşırdı. Takımlar sahaya alınmadı. Maç yapılmadan, Adana Demirspor kulübü şehri terk etti. Ben bu yaşananların adını rezillik koydum. Siz ne derseniz bilemiyorum.
Bir gazeteci olarak bu skandalın, sorumlusunun peşine düştüm. Sorun, Gençlik spor il müdürlüğünden kaynaklandığını düşünerek, İl müdürünü aradım. İlk aramada ulaşamayınca, Futbol Federasyonu Kayseri Bölge Müdürü Vahti Elbaşı ile görüştüm. Elbaşı “ Bu işin sorumlusunun Kayserispor olduğunu federasyonun, bu konuda bir dahlinin bulunmadığını belirtti. Konuyu rezillik başlığı altında, twitterden duyurunca, Başkan Gözbaşı, kulüpteki sorumlularının kendisine verdiği yarım ve eksik bilgi ile beni aradı. Sezonun başında Gençlik spor il müdürlüğüne “Maçların yeni stadın yanındaki dış sahada oynanacağını” belirten bir resmi yazı yazdıklarını söyleyerek, takımların, maça çıkamamalarının sorumlusunun, Gençlik Spor İl Müdürlüğü olduğunu, söyledi.
Gençlik Spor İl Müdürü Ali İhsan Kabakçı’yı aradım. Kabakçı’dan konunun detayını dinledim. Takımlar oynayacakları her maç için, en az bir hafta önceden, Gençlik spor il müdürlüğünden yazılı olarak izin istemeleri gerektiğini, Adana Demirspor maçı için, Kayserispor’dan herhangi bir talep gelmediğini söyledi. Kayserispor’dan, sezon başında, bir yazı ile saha talep edilmiş deyince ‘sezonluk yazı mı olur. Her maç için ayrı, ayrı il müdürlüğümüze başvurmaları gerekir. Bizde ona göre sahayı hazır hale getiriyoruz. Bizim tüm programlarımız saati saatine bellidir. Sahalarda yüzlerce etkinlik oluyor. Maç için Kayserispor’dan bir talep gelmeyince, sahayı atletizm çalışmaları tahsis ettik. Yani bu işin sorumlusu Kayserispor’dur. Şimdiye kadar, haftalık müracaat yaparlarken, bu maç için neden başvuru yapmamışlar. Biz kamuoyuna bu konuyu açıklayacaktık. Ama Kayserispor yıpranmasın diye açıklamadık” dedi.
Türkiye spor camiasına rezil olduğumuz bu konu için, ikinci kez, Başkan Berna Gözbaşı ile konuşmak için aradım. Ama gün boyu dönmedi. İkinci Başkan Ali Çamlı’yı da aradım. Beş dakikadan dönüyorum diyen Çamlı’da, geri dönüş yapmadı. Rezilliğimiz yanımıza kar kaldı.
Berna Gözbaşı, Kulupte disiplini elden bırakmış gibi görünüyor. Kulüp çalışanının unutkanlığı yüzünden, Kayserispor ve Adana Demirspor, resmi Maç için stada giremiyor. Böyle bir konunun üstü kapatılıyor. İşte Rezillik dediğimde tam budur. Sorumsuzluğu, hata yaptıklarını, kabul etseler. Yine sözüm yok. Ama, bize bile yanlışın kendilerinden kaynaklanmadığını, belirtip, umursamaz davranılınca. Kulüpteki organizasyonun, ne kadar kötü durumda olduğunu benim gibi bir gazetecinin anlamaması acizlik olur.
Her şeye rağmen, umudumu kaybetmiş değilim. Berna Gözbaşı silkelenip kendine gelirse, Kayserispor’da işler yoluna girecektir. Aksi takdirde, kızından, işinden,sevdiklerinde ayırdığı zaman, özveri ve Yaptığı harcamlar boşa gidecek, kendiside ciddi zarar görecektir.