Azim Deniz

Saygı ile yad ediyorum...

Azim Deniz

İnsanlar Doğar, kendisine verilen ömür kadar yaşar ve ölür,
Mustafa Kemal Atatürk de, neticede bir insandı. Her insan gibi, o da yaşadı ve vadesi geldiğinde aramızdan ebediyete intikal etti. Allah rahmet eylesin, taksiratını affetsin.
Atatürk, insan olduğunu, kendisinin de, bir gün öleceğini biliyordu.
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır” sözü ile kendisinin değil, Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet yaşayacağından bahsediyordu.
Kimseye tarih dersi verecek değilim.  Her konuyu, yaşandığı dönem itibari ile, değerlendirmenin çok doğru olacağı kanaatindeyim. Osmanlı imparatorluğu, çok zor günler geçiriyordu. Düşmanlar İstanbul’da gemilerden, saraya toplarını yöneltmiş, Anadolu da topraklar işgal edilmişti.
Böyle bir dönemde, askeri deha olan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, yeniden diriliş hareketini başlatmış, düşmanları bir bir kovalanmış ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna karar verimişti.
28 Ekim 1923 akşamı Gazi Mustafa Kemal, bütün kabineyi Çankaya Köşkü'nde toplanmak üzere çağırdı. Toplantıda, Mustafa Kemal tabağına vurarak “Arkadaşlar yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz” dedi.  
Yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyetinde sorun çoktu.  Fakirlik, almış başını gitmiş, tarım sıfır, sanayi sıfır, Eğitim sıfır….  
Birçok ilke ve inkılaplarla, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyetini,  gelişmiş ülkeler arasına dâhil edebilmek için Mustafa Kemal Atatürk  ve arkadaşları Milli mücadele veriyordu.  
Çok mücadele edildi. 
Harf devrimi, kılık kıyafet devrimi, bazı din âlimlerinin, ya da din adına ülkeyi karıştırmak isteyen, Haşhaşilerin idam edilmesi gibi konuların tartışmaları hala ciddi şekilde devam ediyor.
Bu tartışmalarda taraf olduğum ya da karşısında durduğum konular mevcut.  Yazımın başında söylediğim gibi, her konuyu dönemini iyi bilerek o zaman dilimine göre değerlendirmek gerekir.
Örnek verecek olursak,  idam edilen, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyetinde, din adına ayaklanma çıkartmaya çalışan sahte din âlimlerini, bugünkü FETÖ lideri Fethullah Gülen ile kıyaslayabilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, hiçbir insanı putlaştırmadan, tarihe sahip çıktığımız gibi, tarihteki Türk büyüklerine, liderlerine sahip çıkıp saygı duymalıyız. Yaptıklarını eleştirirken, yaşanan dönemi iyice anlayıp, ondan sonra,  herkes elini vicdanına götürerek eleştirmelidir.
Atatürk’ü anlamak, ona saygı duymak, heykelleri önünde hazır ola geçmek değil, mezarı başında dua etmek ve bizlere emanet ettiği, Türkiye Cumhuriyetini, muasır medeniyetler seviyesine çıkartmaktır.
Bu nedenle
Geldiğimiz,  bu 10 Kasım 2020 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal ve arkadaşlarını saygı ile yad ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları