‘Taksici Cinayeti’ olayı, Türkiye’nin gündemine damga vurdu. İnsanların izlerken iyiliğini öldüren görüntüler hayatı bir kez daha sorgulamamıza neden oldu… Peki ne olmuştu?
İzmirli taksici Oğuz Erge ‘İnsan bu havada dışarıda mı bırakılır’ diyerek, tebessüm ederek katil zanlısını gece saat 03.30 sularında mesaisi bitmesine rağmen aracına aldı. Katil zanlısına ‘o maskeyi takarsan almazlar’ dedi, akıl verdi. İyilik timsali bir emekçiydi belli… Katil zanlısı ineceğini söyleyip, para alır gibi yaparak yanındaki tabancayı çıkardı ve 3 el ateş etti. ‘Hiçbir iyilik cezasız kalmaz’ misali; çocuklarına helal kazanç götürmeye çalışırken alçakça katledildi.
Çocuk öldürdüler, kadın öldürdüler gözümüzün önünde… Hiçbiri yetmedi… Okuduğumuz haberlerle inançlarımız, hayallerimiz de öldü. Ama bu da yetmedi. Bugün bu haberle resmen iyiliğimizi de öldürdüler…
İnsan ilişkilerimiz artık ipin ucunda seyrederken o ipi kopardılar bugün… Kimseye güvenemeyeceğimiz, inanamayacağımız bir dünya şekillendi kafamızda. Kadir Şeker davasından sonra zaten artık adımlarımızı çok dikkatli atacağımıza inanmışken, bugün adım atmamız gerektiğini öğrendik. Dünya bizim bildiğimiz bir dünya değil artık. Herkes iyi değil, herkes iyi düşünceler de değil…
Hayata her zaman pozitif bakan, iyi düşünen, bana kötü gelene bile iyilikle gitmem gerektiğini öğrenerek büyütüldüm. Öyle de bir insan olduğumu düşünüyorum. Bugün duyduğum bu haberle ne yapmam, insanlara nasıl yaklaşmam gerektiğini sorguladım. Bulamadım…