Buket Didem Ulu

Şehir Hastanesi'nde, küskünlükle biten bir akşam…

Buket Didem Ulu

Geçtiğimiz akşam Kayseri Şehir Hastanesi’nde mesai dışı poliklinik hizmetini deneyimlemek istedim. Hem sağlık ihtiyacımı karşılamak hem de gerçekten vatandaş adına faydalı olduğunu düşündüğüm bu hizmeti yerinde gözlemleyip, üzerine bir yazı kaleme almayı planlıyordum.

İlk duyduğumda bu uygulama oldukça hoşuma gitmişti. Gün içinde işi olanlar, mesai saatlerinde hastaneye gidemeyenler için saat 17.00 ile 20.00 arasında verilen bu hizmet büyük bir kolaylık gibi görünüyordu. Ne yazık ki yaşadıklarım, duyduklarımdan çok farklıydı.

Doktorun saat 17.30’da gelmesiyle ilk aksaklık yaşandı. Elbette insanlık hâli; gecikme olabilir, bunu tolere edebilirim. Ancak esas sorunlar bundan sonra başladı. Diğer hastane çalışanlarının randevuları olmadan, herhangi bir sıra gözetmeden doğrudan doktorun yanına girip muayene olmaları ya da sonuç göstermeleri, bırakın sistemin işleyişini, hastalar arasında adalet duygusunu zedeleyen bir durumdu. Üstelik bu durum yalnızca bir kez değil, birkaç kez tekrarlandı. Tepkimi de doğrudan ilgili personele ilettim.

İlk randevulu hasta olmama rağmen ancak ikinci sırada muayeneye girebildim. Ortalama 40 dakikalık bir gecikmeyle… Muayene sürecim ise oldukça hızlıydı. Üç saniyelik bir ultrason çekiminin ardından kan tahliline yönlendirildim. Ultrason o kadar kısa sürdü ki gerçekten cihaz cildime değdi mi, değmedi mi pek de anlayamadım.

***

Meğer asıl hikâye bundan sonra başlıyormuş…

Kan tahlili için örnek alındıktan sonra, görevli tekniker sonuçların bir – bir buçuk saat içinde çıkabileceğini söyledi. Sekretere sorduğumdaysa, bu süre bir saate indirildi. Düşüncem şuydu: “Bir saatlik bir bekleme, ardından sonuçları alıp çıkarım.” Beklemeye karar verdim.

Saatler 20.00'yi gösterdiğinde hâlâ sonuç yoktu. Muayeneler de zaten o saatte son buluyordu. Sonuçlar ise ancak 20.40’ta çıktı. Peki burada sormak gerekmez mi?

Madem bu kadar güzel bir hizmet sunuluyor, neden laboratuvarda yalnızca bir kişi görevli? Muayene saatleri önceden belli değil mi? Makineler neden ancak dolunca çalıştırılıyor? Vatandaş neden dört saat boyunca hastanede beklemek zorunda kalıyor?

Eğer bu hizmetler gerçekten yapılamıyorsa, ekip ya da ekipman yetersizse, akşam saatlerinde sırf “belki yetişiriz” ümidiyle hastaneye gelen vatandaşlara yapılan şey, kolaylık değil, bir tür eziyete dönüşüyor.

Kayseri Şehir Hastanesi’ndeki mesai dışı poliklinik uygulaması, kağıt üstünde harika bir fikir. Lakin uygulama kısmında ciddi eksiklikler var. Güzel başlayan bu akşam, ne yazık ki buruk bir deneyime dönüştü. Vatandaşın vaktine ve sabrına biraz daha saygı gösterilirse, bu sistem gerçekten çok kıymetli hale gelebilir.

***

Tüm sorun burada da bitmedi…

Akşam 8’de çıktığım hastanede ön kapı kapanmıştı. Çocuk acil bölümünden çıkmam gerektiği uyarılarla belirtilmişti. Bu uyarılara göre çocuk acile yöneldim. Fakat toplu taşıma noktalarına ulaşmak için nereyi kullanmam gerektiğini soracağım tek bir görevli bile yoktu. 

Hastanenin çocuk acil servisinden çıkıp yaklaşık bir 15 dakika yürüme mesafesi sonucunda durakları görebildim. Bu arada etrafta tek bir insan bile yoktu. Çevre oldukça sessizdi. Hastanenin ışıkları altında tek başıma ulaşım noktasına gitmeye çalıştım. Saat belki de erkendi ama bir kadın olarak akşam hastanenin sessiz çevresinde tek başıma yürümek beni oldukça tedirgin etti. 

Bir şekilde arkadaşlarım ve ailemle iletişimde kalarak o yolu tamamladım. Sonrasında 33 dakika otobüs bekleme ve 15 dakika tramvay bekleme süresi yaşadığım tüm sorunların üzerine tuz biber oldu. Akşam saatlerinde otobüslerin saatleri azalıyormuş… Öyle böyle ‘Bir daha bu hastaneye gelmem’ ifadeleri ile bir akşam geçti…

Yazarın Diğer Yazıları