Kayserispor’un Galatasaray karşısındaki performansıyla, Giresun deplasmanındaki futbolu siyahla beyaz kadar, yazla kış kadar farklıydı. Galatasaray maçında eline top değmeyen Lung’un, Giresunspor maçının kahramanı olduğunu söylersek 90 dakikayı da özetlemiş oluruz sanırım.
Galatasaray maçının 1. dakikasında pozisyon bulan Kayserispor, Giresun deplasmanında gol dışında rakip kalede tek tehlike dahi yaratamadı. Neredeyse üst üstte 3 pas yapamadı.
Peki 3 günde ne değişti? Kimse yorgunluk demesin. Rakip de zor bir deplasmandan sonra çıktı Kayserispor maçına. Bunun tek açıklaması rehavet. (Sezon başında neyin rehavetiyse)
Galatasaray galibiyetinden sonra ortak kanı Giresunspor maçının çok daha zor olacağı yönündeydi. Öyle de oldu. Galatasaray önünde takım olarak yıldızlaşan Kayserispor’da bu kez iyi futbolcu parmakla gösterilecek kadar azdı. Galatasaray maçında ‘Çanakkale geçilmez’i oynayan Sarı kırmızılı defans, bu kez adeta yol geçen hanıydı. Stoperler, rakip forvete sadece eşlik etti.
Özetle 3 gün önceki maçtaki arzudan, iştahtan, istekten, coşkudan eser yoktu bu kez. Üç gün önce bitiş düdüğüne kadar 4’üncü golü kovalayan Kayserispor, Giresun karşısında 20. dakikadan sonra geriye yaslandı ve maç bitse diye dua etmeye başladı!
İki maç arasındaki siyahla beyaz kadar, yazla kış kadar uzak futbol ve mücadelede elbette futbolcular kadar teknik kadron da hatası var.
Galatasaray maçı öncesi nasıl hep birlikte kenetlenildiyse, Giresun deplasmanında da o kadar boş vermişlik vardı. Oyuncu değişiklikleri bile takımı kıpırdatmaya yetmedi. Anlaşılan o ki, Teknik direktör Hikmet Karaman maç öncesi yayıncı kuruluşta yaptığı konuşmaya, futbolcuları ikna edememiş!
Zira, Galatasaray maçından sonra alınacak 3 puan Kayserispor’un ligdeki hedefleri konusunda da belirleyici olacaktı. Kayserispor’un performansını sahaya yansıtması için her haftada Galatasaray, Fenerbahçe ya da Beşiktaş’la oynaması mı gerek? Bir gerçek var ki bizim rakibimiz onlar değil. Karaman 2 maçta 4 puan hedefini tutturdu, ama bana kalsa Giresunspor maçında 3, Galatasaray maçından 1 puanı yeğlerdim.
Kayserispor elbette 3 büyüklere karşı da mükemmel oynasın, getirebileceği maksimum puanı getirsin. Ama öncelik rakiplerini yensin ki, ligin sonunda korkulu rüya görmesin.
Normal koşullarda Giresun deplasmanından getirilen 1 puana kimse kötü demez. Ancak hem Galatasaray maçındaki futbol beklentileri yükseltti, hem de Kayserispor, biraz koşsa, biraz mücadele etse, Galatasaray maçındaki pas trafiğinin yarısını bu maça yansıtsa karşısında dağılmaya hazır bir rakip vardı. Dolayısıyla 1 puan kesmeyi mutlu etmedi.
Ligde galibiyeti olmayan, Kayserispor maçına kadar sahasında gol dahi atamayan Giresunspor’u cesaretlendiren ve maça ortak eden Kayserispor’un kötü futboluydu. Kanatları kullanamayan, ortasahayı rakipe teslim eden Sarı-kırmızılılar bitse de gitsek havasındaydı.
Ligde 3 günde bir maç oynanması sadece Kayserispor’u değil tüm takımları zorluyor. Şimdi sırada iç sahada oynanacak Trabzonspor maçı var. Kayserispor, Galatasaray maçındaki futbolunu tekrarlarsa Trabzon’u da rahat geçer. Giresun maçındaki futbolunu oynarsa da puan hayal olur. Yani sonucu rakipler değil, aslında Kayserispor belirliyor.
Trabzonspor maçından alınacak 3 puan ve milli aranın ardından sakatların da dönmesiyle çok daha iyi bir Kayserispor izleyeceğimizi umuyorum. Galatasaray maçıyla çıtayı Kayserisporlu futbolcular yükseltti. Dolayısıyla taraftarın her hafta daha iyi Kayserispor izleme arzusunu teknik kadro ve futbolcular körükledi. Galatasaray önündeki son yıllardaki en iyi Kayserispor’u izlemiştik. Trabzonspor nünde de aynı coşkuyu görmek istiyoruz. Yaptılar, yine yaparlar. Yeter ki inansınlar.