Ecem Yaman

Gece hayvanlara işkence gündüz hayırlı cumalar

Ecem Yaman

Gün geçmiyor ki sosyal medyada ya da haberlerde insanlığımızı sorgulatan bir olayla karşılaşmayalım. Yine öyle bir an… Küçücük bir yavru domuzun acı içinde çırpınışını izlerken, bu görüntüye kahkahalarla eşlik eden insanların varlığını görmek, yüreğime taş gibi oturdu. 

O hayvanın çaresiz bakışları, korkudan titreyen bedeni kadar bunu yapan insanlarında ruhunun titremesi gerekmez miydi?

Ama işte asıl ürkütücü olan, bu acımasızlığı yapan ellerin birkaç saat sonra herkese hayırlı cumalar demesi. Ne garip değil mi? 

Sanki bir düğme var içlerinde, bastıklarında tüm yaptıklarını unutturuyor onlara. Oysa vicdan dediğimiz şey öyle kolay susturulacak bir ses değildir, eğer gerçekten varsa…

Bu tür olaylar artık istisna olmaktan çıktı. Vahşet sıradanlaştı, acı alışkanlık haline geldi. İnsanların bazıları için bir canın değerinin sadece eğlence aracı olmaya indirgenmesi en büyük tehlikenin habercisi. Çünkü bugün hayvana yapılan işkenceye gülen bir zihin, yarın bir insana zarar vermekten de çekinmez. Bu bir öngörü değil, maalesef defalarca kanıtlanmış bir gerçek…
Belki de en acısı şu, bu vahşeti yapanların bir kısmı kendini iyi insan olarak tanımlıyor. Dini değerleri diline pelesenk etmiş ama kalbine hiç indirmemişler. Oysa gerçek inanç, bir cana acımakla başlar. Hayırlı cumalar demekle değil, hayra vesile olmakla anlam kazanır.

Ne zaman bir canın acısı sıradan bir haber, iki dakikalık bir video, üç saniyelik bir kahkaha haline geldi? Ve en önemlisi ne zaman merhameti bir zayıflık olarak görmeye başladık?
 

Yazarın Diğer Yazıları