İstanbul Ümraniye’de görevini yaparken saldırı sonucu şehit olan polis memuru Şeyda Yılmaz, hepimizi derinden yaraladı. Genç bir polis memurunun, vatandaşın huzur ve güvenliğini sağlamak için canını feda etmesi, yalnızca ailesinin değil, tüm milletin yüreğinde derin bir acı bıraktı.
Bu tür olaylar yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda böyle durumlarda kendi güvenliğimizde sorguluyoruz. Çünkü 26 suç kaydı olan birinin sokakta serbest dolaşması demek, bir gün birini vurup öldürmesi demektir.
Saldırganın çöp poşeti geçirilerek hayvanların taşındığı bir arabada götürülmesi, bazı insanların öfkesini hafifletebilir. Ancak, olayın sıcaklığı geçip düşündüğümüzde, böyle bir uygulamanın adalet duygusunu tatmin etmekten başka bir işe yaramadığını fark ediyoruz. Evet, saldırganın bu şekilde taşınması belki anlık bir rahatlama sağlar, belki vicdanlarımız bir nebze de olsa soğur. Ancak, iş işten geçtikten sonra bu tür görüntülerin yaşanmasının, kaybedilen canı geri getirmeyeceğini, şehit olan bir polis memurunun ailesinin acısını dindirmeyeceğini bilmemiz gerekiyor.
Saldırganın 26 suç kaydı olmasına rağmen serbest bırakılmış olması, başlı başına bir güvenlik sorunudur. 26 suç kaydı olan biri neden dışarıda dolaşıyor?
Bu kişinin tekrar suç işlemesi ve birini öldürmesi kaçınılmaz değil mi?
Böyle insanların neden serbest bırakıldığı, hangi kriterlere göre dışarıda dolaşmalarına izin verildiği üzerinde durmamız gerekiyor.
Şeyda Yılmaz’ın ailesi ve yakınları için yaşam, ne yazık ki eskisi gibi olmayacak. Genç bir evladın kaybı, bir annenin, bir babanın, kardeşlerin yüreğinde kapanmayacak bir yara açtı. Yaşanan bu büyük acının ardından yapılacak olan, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için çaba göstermek olmalı.
Saldırganın taşındığı görüntüler belki de bazı insanlar için tatmin edici olabilir. Ancak, unutmamalıyız ki bu tür görüntüler yalnızca anlık bir rahatlama sağlar ve iş işten geçtikten sonra hiçbir şeyi değiştirmez. Asıl mesele, bu tür olayların önlenmesi için ne yapılması gerektiğidir. Vicdanlarımızı rahatlatmak için değil, güvenliğimizi sağlamak ve bir daha böylesine acılar yaşamamak için gerçekçi ve etkili adımlar atılmalıdır.