Victor Hugo’nun ünlü eseri "Sefiller"de yer alan kürek mahkumları, toplumsal adaletsizliğin ve insanlık haliyle yaşanan zorlukların sembolü haline geldi. Roman, 19. yüzyıl Fransası’nda yoksul insanların hayatta kalma mücadelesini ve sistemin acımasızlığını gözler önüne sererken, bu karakterlerin yaşadığı çaresizlik ve umutsuzluk, günümüzde de birçok insan için geçerliliğini koruyor. Bugün, bu durumdan farklı değiliz.
Günümüz dünyasında, sosyal adaletsizlik, ekonomik eşitsizlik ve fırsat eşitsizliği, neredeyse her alanda hissediliyor. İnsanlar, eğitimden sağlığa, istihdamdan sosyal güvenliğe kadar birçok alanda mücadele etmekte ve çoğu zaman hayatta kalabilmek için çırpınıyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik zorluklar, artan enflasyon ve hayat pahalılığı, toplumu adeta birer kürek mahkumu haline getirdi.
Kürek mahkumları, çaresizlik içinde, bir şekilde hayatta kalmaya çalışırken, onların hikayeleri, günümüz insanının karşılaştığı zorluklarla benzerlikler taşımaktadır. İş bulmak, geçim sıkıntısını aşmak, sosyal baskılara karşı koymak; bunlar artık sıradan insanların da karşılaştığı sorunlar haline geldi. Bizler de bu düzende, adeta birer "kürek mahkumu" gibi çalışmakta, mücadele etmekte ve bazen çaresizlik içinde kayboluyoruz.
Üzgünüm ama acı gerçek şu ki, bu durum uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Ekonomik dengesizlikler ve sosyal adaletsizlikler, çözüm bekleyen bir sorun olarak karşımızda duruyor. Gelecekte de bu sorunların daha da derinleşmesi, pek çok insanı umutsuzluğa sürüklüyor.
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, en iyisi birikim yapmak ve alternatif yollar aramak. Bu bağlamda, bazıları için "Finlandiya’ya kaçmak" daha mantıklı.