Şanlıurfa’da yaşanan ve insanın içini sızlatan bir olay, yalnızca bir çocuğun maruz kaldığı dehşetle sınırlı değil!
Aynı zamanda toplumun, aile kurumunun ve sözde dini cemaatlerin nasıl çürüdüğünü gösteren bir ibret vesikası…
42 yaşındaki bir baba, öz kızına yıllarca taciz ettiği iddia ediliyor. Bu korkunç gerçek çocuğun okulda yaşadıklarını anlatmasıyla ortaya çıkıyor. Ardından adam tutuklanıyor. Ancak altı ay sonra serbest bırakılıyor.
Peki neden?
Hangi vicdan, hangi akıl, hangi sistem bir çocuğa yapılan bu iğrençliği cezalandırmak yerine bu kişi nasıl serbest bırakılabilir? Böyle bir düzende mağdur olanın değil, suçlunun korunduğunu görmek bizi gerçekten ürkütmeli. Ancak asıl ürkütücü olan, olayın sadece hukuki boyutu değil.
Baba, serbest kaldıktan sonra anne boşanma davası açıyor. Baba boşanmayı kabul etmiyor. Çünkü aile ve ‘cemaat’ baskı yapıyor. Evet, cemaat!
Burada sorulması gereken çok soru var.
Boşanmayı kabul etmeyen aile, nasıl oluyor da 9 yaşındaki bir çocuğun maruz kaldığı bu dehşeti kabul edebiliyor? Hangi mantık, hangi inanç sistemi, hangi ahlaki çerçeve bir çocuğun istismar edilmesini örtbas etmeye çalışabilir?
Cemaat dediğimiz şey, dinin ve ahlakın en temel değerlerini savunduğunu iddia eden bir topluluk değil mi? Öyleyse bu sapkınlığa nasıl göz yumuluyor? Gerçekten de şeytan bile bu insanların yaptıklarına şaşırır kalır. Sonra da utanmadan ‘Şeytana uydum’ derler. Hayır, şeytan bunlardan daha masum!
Bugün cemaat adı altında kurulan bazı yapılar, dini değerleri değil, güç ilişkilerini, çıkarlarını ve kendi yozlaşmış düzenlerini korumayı hedefliyor. İnsanların manevi duygularını sömürerek ahlaki çöküşlerini örtbas etmeye çalışıyorlar. Bir çocuk istismara uğruyor ama onlar için önemli olan ailenin parçalanmaması, ‘mahremiyetin’ korunması ‘itibarlarının’ zedelenmemesi. Hangi itibar? Hangi ahlak? Hangi vicdan?
Görüyoruz ki toplum vicdanı suskun, dini söylemler ise yozlaşmış grupların elinde çarpıtılıyor. Asıl mücadele bu suskunlukla… Eğer bugün ses çıkarılmazsa, eğer bugün bu adaletsizliğe karşı durulmazsa yarın bu karanlık düzenin içinde kaybolacağız. Ve en kötüsü bu düzen içinde büyüyen çocuklar adaletin olmadığını susmanın daha güvenli olduğunu öğrenecekler.