Bizi biz yapan değerlerimizi iyi bilmemiz ve toplumumuzun daha sağlam temellere oturmasını sağlayabilmek amacıyla gelecek nesillerimizi bu değerler çerçevesinde yetiştirmemiz gerekmektedir. Bize değer katacak her bir kavram bizim değerlerimizdir.
İnsanı diğer mahlukattan daha en önemli kılan imanı ve yaptığı ibadetin farkında olmasıdır. Bizler iman ve inançla bu âlemde maddi ve manevi kirlerden korunabiliriz, bu şekilde bizlerde toplumsal olarak bir gaye bir amaç oluşur. Gelecek nesilleri yetiştirmek için üç önemli sır vardır bunlar:
- Gayret
- İstikamet
- Sebat
Gelecek nesillere örnek olmak onları nefisleri peşinde koşan menfaat dünyasında yaşayan bireyler olmaktan ziyade rıza-ı İlahi dairesinde yaşayan kalbi iman hakikatlarıyla dolmuş bireyler olarak yetiştirmek bizlerin en büyük amaçları olmalıdır.
Çocuk eğitimi Peygamberimizin (A.S.M) dediği gibi anne karnında başlamaktadır ve en güçlü eğitimi iki yaşına kadar almaktadır. Bu zaman dilimini çok dikkatli ve öneminin farkında olarak geçirmemiz gerekir.
Zamanın tehlikelerini iyi görmeliyiz: radyo, gazete, televizyon, internet, sosyal medya zahirde bakıldığı zaman çok faydalı kavramlar, öyle de olması gerekir ama günümüzde öyle mi kullanılıyor. Biz bu iletişim araçlarınden müsbet yönden faydalandık mı, yoksa sadece nefsi manalarda mı kullandık? Kendimizi ve çocuklarımızı yetiştirmek, ilim yaymak, “İlmî Çin’de dahi olsa alın” hitabına uymak için mi kullandık ? Hayır, Çin menşeli internet oyunları oynamak için kullandık.
Medeniyet tasavvurumuz güzel bir şekilde anlatmak ve gelecek kuşaklarımıza bizlerin yakalayamadığı bu güzel medeniyeti tekrar yakalamasını sağlamamız için zemin hazırlamamız gerekmektedir.
Başarılarıyla tarihin sayfalarını değiştiren insanları örnek almak, onların hayatlarını çocuklarımıza okutmak gerekmektedir. Azîz Sancar'ı, savunma sanayinin başkanı İsmail Demir’i, TEİ başkanı Mahmut Akşit’i, Selçuk Bayraktar’ı çocuklarımızın bilmesi gerekmektedir. Orta Asyanın tarihini değiştiren bu insanları biz bilemezsek çocuklarımıza rol model almasını nasıl sağlayabiliriz?
"Din yalnız iman değil, belki amel-i sâlih dahi dinin ikinci cüz'üdür. Acaba katl, zina, sirkat, kumar, şarab gibi hayat-ı içtimaiyeyi zehirlendiren pek çok büyük günahları işleyenleri onlardan men'etmek için, yalnız hapis korkusu ve hükûmetin bir hafiyesinin görmesi tevehhümü kâfi gelir mi? İşte Risale-i Nur amel-i sâlih noktasında, iman canibinden, herkesin başında her vakit bir manevî yasakçıyı bulundurur. Cehennem hapsini ve gazab-ı İlahîyi hatırına getirmekle fenalıktan kolayca kurtarır.”
Şualar – 285
Said Nursi’nin bu güzel sözünde dediği gibi toplumsal bir düzen istiyorsak her ferdin iman konusunda güçlü ve dayanıklı olması gerekir. Hiç kimse toplumun gidişinden ortamın bozukluğundan dert yanmasın suçlu biziz anneler, babalar, öğretmenler bizler vazifemizi yaparsak toplum da aile de düzelecekti