Resûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz:
“–Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına dâvet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır!” buyurmuşlardı.
Orada bulunanlardan biri: “–O gün sayıca azlığımızdan dolayı mı bu durum başımıza gelecek?” diye sordu.
Allah Resûlü Efendimiz: “–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” buyurdular.
“–Zaaf da nedir, ey Allâh’ın Resûlü?” denildi.
“–Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5/4297; Ahmed, V,)
Peygamberimizin bu hadisinde de anlaşılabileceği gibi Bütün Müslüman aleminin içine düşmüş olduğu durumu ve bu durumdan nasıl kurtulacağımız bariz bir şekilde ortadadır :Ölümden korkmamız, dünyaya dalmamız, Cennetteki bütün lezzetlerimizi dünyada tatmaya çalışmamız, Cennetten daha çok dünya hayatını arzulamamız bizi bu Hadise dahil etmiştir.
Bu hadisten de Anlaşılacağı gibi biz Müslümanlar imanımızda olan eksikliğimizden dolayı ölümden çok korkar olduk .
Gazze’de kadın olsun çocuk olsun yetişkinler olsun hepsinin ağzındaki sözlerde Cenab-ı Hakk'a müthiş bir teslimiyet ve sarsılmaz imanını görmekteyiz. Ölümden hiç korkmayan ölümün yüzüne mertçesine bakabilen müthiş bir teslimiyete sahip insanları görüyoruz. Bu insanların bu kadar sağlam bir imana sahip olması Yukarıdaki hadis-i Şeriften de anlaşılabileceği gibi dünyaya ve dünya mallarına dünya zevklerine dünyaya lezzetlerine dalmamış olmaları ve sahip oldukları müthiş bir imana bağlıdır.
Bu Hadis-i şerifte bize bakan binlerce vecihten biri de şu olabilir ki Biz dünyaya daldıkça ve ölümden korktukça Müslümanların İzzeti haysiyeti şerefi ve vakarı kalmayacaktır. Ne zaman ki imanımızı artırıp tahkiki bir imana sahip olup ölümün yüzüne mertcesine bakabilirsek o zaman dünyaya ve Alem-i İslam'a gerçek bir Müslüman duruşu sergileyebiliriz.
Şu zamanımızda Gazze'ye yapılan bu büyük yıkım ve dehşetli görüntüler karşısında bütün dünya susarken bizim yani şuurlu Müslümanların yapacağı en güzel şeylerden bir tanesi de her bir Müslüman kendi nefsine büyük bir hisse çıkartıp benim imanım nasıl diye sorgulaması ölüme karşı hazır mıyım ,ölüm korkum ne kadardır ?Dünya lezzetlerine ne kadar Müptela olmuşum? Sorusunu sorar ve bu cevabı karşısında da nefsini ve kendisini ölüme hazırlamaya çalışır.
Avrupa'da ve dünyanın birçok yerinde Hristiyan ve Yahudi birçok insanın Gazze'deki insanların imanı sayesinde bu sarsılmaz imanın bunca yapılan zulüm karşısında sadece Allah'a sığınmaları Sadece Allah'tan yardım beklemeleri ve Allah'tan başka kimseden korkmamaları birçok insanın Müslüman olmasına sebebiyet veriyor.
Bediüzzaman Said Nursi’nin
Eğer biz, doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevc fevc dâhil olacaklardır.
Tarihçe-i Hayat – 84 Risale i Nur Külliyatı
Bize düşen en büyük vazife Buradan da anlaşılabileceği gibi İslamiyet’i hal ve hareketlerimizle göstermemiz gerekmektedir. Herkes kendi nefsinde dünyaya ne kadar daldığımızı ölümden ne kadar korktuğumuzu ve imanımızdaki olan yaralarımızı görmek ve eksiklerimizi gidermektir. Gençlerimizin ve bizlerin en büyük sıkıntısı asıl vazifemizi unutup dizilerle gereksiz internet kullanımı ile teknolojiyi nefis tembelliği için kullanmamızdan kaynaklanan gaflet uykusundur .
“Bir adamın kıymeti, himmeti nisbetindedir.
Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir.
Tarihçe-i Hayat – 99”
Gayemizi ,amacımızı ,himmetimizi büyük tutmamız gerekmektedir. Çocuklarımıza da bu dünya zevklerine değil ötelerin ötesini göstermemiz gerekmektedir.İslamiyetin güzelliğini halimizle, etvarımızla ,ahvalimizle göstermeliyiz. Bunun için de imanımızı artırmamız imanımızı zengin kılmamız gerekmektedir. Taklidi olan imanımızı tahkiki imana çevirmeyi gaye etmeliyiz.
Bu üzücü Gazze olayını kendi nefsimizde büyük bir cihat olan nefsimizle olan cihada çevirmemiz gerekmektedir .Biz nefsimizi terbiye edebilirsek sözümüzün de halimizin de ahvalimizin de büyük tesiri olacaktır. Okuduğumuz her bir dua her bir zikir her bir namazımız semavat aleminde bir atom bombası tesiratı gösterecektir.
Batı’da Filistin’e destek yürüyüşünde her şeyi özetleyen bir pankart :
“Gazze’de ne öldü biliyor musunuz? Batı İnsanlığı ve Demokrasi Efsanesi.”
“Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm’ın sadâsı olacaktır!”
Tarihçe-i Hayat – 133
Şuurlu bir Müslüman duruşu sergileyerek bütün aleme göstermemiz ve dünyaya Müslüman: Çalışkandır,Adildir,Temizdir,Doğrudur,Gayretlidir,Hak ve hakikatten ayrılmaz,gayesi dünya rahatı değildir .Tüm bu vasıflarımızı yaşayıp yaşatmalıyız.