Merhaba
Bana göre feminist literatür, dünyaya bakışımızı değiştiren, toplumsal normlara meydan okuyan ve bizi hem bireysel hem de kolektif olarak güçlendiren bir hazine. Yıllar içinde, sayısız güçlü yazarın kaleminden dökülen bu kitaplar, aslında yalnızca kadınların değil, toplumun her kesiminin hikayelerini anlatıyor.
Bu listede, benim için özel bir yere sahip olan feminist kitapları bir araya getirdim. Bu kitaplar, hayatı farklı açılardan değerlendirmemizi sağlayan, bazen düşündüren bazen de harekete geçiren eserler. Onların sayfalarında, kendi hikayemizi ve mücadelemizi bulmak mümkün.
Gelin, bu güçlü eserleri birlikte keşfedelim.
1. Virginia Woolf -Kendine Ait Bir Oda
Benim için ilk sırada Kendine Ait Bir Oda kitabı ile Virginia yer alıyor. Virginia Woolf’ un kadının toplumdaki ve edebiyattaki yerini birçok açıdan ele aldığı Kendine Ait Bir Oda, yazarın dünya görüşünü de ilk ağızdan yansıtıyor. Ona göre bir kadının hayallerini gerçekleştirebilmesi için öncelikli olarak bazı eksikleri gidermesi gerekmektedir. Özellikle de kendine ait bir çalışma alanı olmalı ve kim ne der, diye düşünmeden yazabilmelidir.
Shakespeare’in hayali kız kardeşi Judith Shakespeare üzerinden anlatıldığı “yazarlık yapmak isteyen kadının karşılaşacağı sıkıntılar” bölümü ve “oda” imgesi, feminist literatürde âdeta bir simge haline gelmiştir. Kendine Ait Bir Oda, Woolf’un kaleme aldığı en ilham verici metinlerden biridir.
2. Margaret Atwood – Damızlık Kızın Öyküsü
Bana göre feminist distopyanın en iyi örneklerinden biri, daha önce dizisini de izleyip beğendiğim Damızlık Kızın Öyküsü.
Şöyle diyor; “Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu” ve bu cümle bile aslında kitabın genel temasını yeterince özetliyor.
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin. Direnişin incecik çizgisinde parmak uçlarına basarak değil dev adımlarla yürüyen kadınların öyküsünü anlatan bu eseri her kadının okuması gerektiğini düşünüyorum.
3. Clarissa P. Estes – Kurtlarla Koşan Kadınlar
Elbette Kurtlarla Koşan Kadınlar’ı listeye eklemezsem olmazdı.
Yazar, Kurtlarla Koşan Kadınlar’da; 19. yüzyılla birlikte insanlığın doğadan kopuşu ve duygulara yer vermeyen kapitalist bir endüstri çarkının içinde kayboluşundan yola çıkarak, kadınların yapması gereken ilk şeyin içlerindeki doğal sesi keşfetmek olduğunu söylüyor ve kadınların içlerinde yatan sınırsız güç ve yaratıcılığın, kurtların doğal yabanıllığında yattığı savını ileri sürüyor. Mükemmel bir metin.
4. Marjane Satrapi- Persepolis
Satrapi’nin "Persepolis"i, resimli bir otobiyografi olarak, İran’da Şah rejiminin devrildiği dönemde küçük bir kızın gözünden anlatılan çarpıcı bir hikaye. Satrapi, bir yandan ülkesindeki siyasi ve sosyal değişimleri işlerken, diğer yandan kendi kimlik arayışını da samimi bir dille aktarıyor. Bu eser, sadece bir ülkenin tarihine değil, aynı zamanda bir kadının büyüme ve kendini bulma hikayesine de ışık tutuyor. Kitabın her sayfası, güçlü çizimleri ve dokunaklı anlatımıyla aklınızda yer edecek.
Sizin de feminist kitap önerileriniz varsa yorum olarak bırakabilirsiniz.