Ali Çamlı yakışanı yaptı!
Her insan hata işler, yeter ki sonrasında bir pişmanlık, bir gönül alma ve bir özür olsun…
Kayserispor’da Başkan Ali Çamlı’nın yaptığı hatayı söyledik, savunulacak tarafı yok dedik, özür dilemesi gerektiğini söyledik. Nihayetinde de kendisi geri adım attı ve uzun bir yazıyla taraftarın gönlünü almak istedi.
***
Tabii ki kırılan kalp eskisi gibi olmuyor, ama nihayetinde doğru yol bulundu.
Başkan Ali Çamlı, bundan sonra daha dikkatli, daha özverili, daha yapıcı açıklamalar yapmalı, yapacağından da şüphemiz yok. Kendisini hem insan olarak hem de bir başkan olarak seviyoruz.
Peki, Ali Çamlı, neden bu sinir patlamasıyla karşı karşıya kaldı?
***
Bir insan, durup dururken mi kendini bu duruma sokar?
Tabii ki de hayır. Yeri geldiğinde eleştirdiğimiz, yeri geldiğinde de göklere çıkardığımız Ali Çamlı, psikolojik olarak köşeye sıkıştırıldı.
Şehirden destek yok denilecek kadar az.
Koskoca Kayserispor, onun omuzlarına bırakıldı.
***
Eğer bir cenaze varsa, kimse tek başına kaldıramaz!
Bundan dolayı, ortada Kayserispor gerçeği var.
Böylesine belagatı yüksek bir insanın bu kadar aciz bir hale getirilmesindeki sebepleri görmek gerekiyor.
Ne demişler, ‘Çaresiz kedi, aslan gözü oyarmış.’
***
İnsanları güvendirip belli makamlara getirip ardından da oralı olmayınca bu tarz çıkışlar gayet normal geliyor.
Erol Bedir ve Berna Gözbaşı da aynı şekilde çaresiz ve yalnız kalmıştı.
Şu anda da Ali Çamlı, aynı kaderi yaşıyor. Ali Çamlı’nın yanlışı şu: Kendine değer verenleri değil, zamanında muhalif olanları görüyor, destekliyor.
***
Kendisi başkanlığı ‘Bırakacağım’ dediği zaman kim sahip çıktı, destekledi? Evet, MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Kapalı Kale Lideri Ahmet Dirgenali ve arkadaşları değil mi?
Bu insanlar, ‘Şu hoca olsun, bu sportif direktör olsun, şu gelsin, bu gitsin’ derdinde değil! Senin arkanda dağ gibi duran, destek verenleri görme; Sinan Kaloğlu’nu, yangından mal kaçırırcasına takımın başına getir.
***
Seni yargısız eleştiren, komisyoncu diyen, iftira atan, sürekli geren, tahrik eden, sinir edenlere kucak aç; yanında olan, menfaati sadece Kayserispor olanları görme.
Telefonlara bakmayan, iletişimde zayıf kalan bir Ali Çamlı’dan bahsediyoruz.
Çok iyi bir karakter, iyi bir insan; ama iletişimi çok zayıf, çok çabuk sinirleniyor, tabiri caizse gaza geliyor.
Kulüpte basın sözcüsü yok, sportif direktör yok; ondan sonra da hata üzerine hata yapılıyor.
***
Bir kez daha yinelemekte yarar var: Kendisini seviyor ve destekliyoruz, nihayetinde Kayserispor’un başkanı.
Erol Bedir, son yıllardaki başkanlık koltuğunu dolduran ender isimlerden biriydi. Aradığında muhatap oluyor, basın mensuplarıyla iyi ilişkileri olan, iletişimi iyi olan vizyon bir isimdi. Ama sonrasında gelen başkanlar, ne yazık ki artık güç zehirlenmesi mi oldu bilemiyorum; o koltuğa oturunca ulaşılmazı oynuyorlar.
***
Hasılı kalem, lafı çok uzatmaya gerek yok! Kayserispor, bu şehrin en büyük markasıdır; kimsenin malı değildir.
Bu takıma hizmet edene saygı verilir; kendi menfaatini düşünenlere de sırt çevrilir.
Parayla yandaş arayanların sonunu görebiliyoruz.
Çaresizlik kadar kötü bir şey yok!
***
Ali Çamlı konuşmasında çok güzel söylemiş: “Kayserispor ailesi olarak Kayseri halkıyla bütünleşerek ligimizde başarılı bir çizgiye gelmek ve üst sıralara çıkmak zorundayız.” diye.
Umarım, bu bütünleşmenin gerçekleşmesi için son olaylar milat olur.
İnşallah, Kasımpaşa maçını alır ve Kayseri’ye 3 puanla döneriz.
Milli araya moralli girerek Fenerbahçe maçına moralli çıkarız.