Başlıkta bir hata yok!
Burak Yılmaz için sert bir başlık oldu, ama içeriği o kadar sert olmayacak, birazdan daha iyi anlaşılacak
Evet, geçtiğimiz günlerde Burak Yılmaz ve Sportif Direktörle ilgili olarak yazı yazacağımızı duyurmuştuk.
Burak Yılmaz, şu an Kayserispor’un teknik direktörlüğünü yapıyor. İlk geldiğinde işinin kolay olmadığını söylemiştik. Kendisini beğeniyorum, özellikle futbolculuğuna hayrandım, sevmeyen yoktu.
Burak Yılmaz da, adeta ateşten bir gömlek giyerek, takımı kümede tutmayı başardı, eline emeğine sağlık.
***
Burak Yılmaz, kariyerinde büyük başarılara imza atmış beyefendi bir isim.
Ancak, Burak Yılmaz’ın en büyük dezavantajı haddinden fazla agresif olması;bu da kendine büyük zarar veriyor.
Atalarımızın da dediği gibi ‘Keskin sirke, küpüne zarar veriyor’.
Bundan dolayı daha sakin olmasının faydasını görecektir.
***
Burak Yılmaz, hırsı ve agresifliğiyle futbolculuk döneminde önemli başarılara imza attı. Ama, şu an kendisinin teknik direktörlük yaptığının farkında olması gerekiyor. Yedek kulübesinde inanılmaz derecede sert ve hırçın yapısıyla nüansı kaçırıyor.
Çaykur Rizespor ve Pendikspor maçlarında maçı izlerken, kendisini de yakından takip etme fırsatım oldu.
Bu maçlarda hırsından dolayı ev sahibi takımın taraftarından yemediği hakaret kalmadı. Öncelikle bu tarz stadyumların Süper Lig için uygun olmadığının altını çizmek istiyorum. Bağırsan duyuluyor ve yedek kulübesi inanılmaz baskı altında kalıyor. Rakip takımların yedek kulübeleri büyük sıkıntı çekiyor, buna kesinlikle ve kesinlikle önlem alınması gerekiyor.
***
Evet, Burak Yılmaz’a hem Rize deplasmanında hem de İstanbul deplasmanında sözlü hakaret ve bin türlü ağıza alınmayacak laf atıldı. O da bir insan, tepkilere karşı yanıt verdi ve ister istemez tartışma yaşandı.
Taraftarın tahrikleri karşısında sinirlenince de konsantrasyonu düştü. Bu her insan için geçerli; ondan dolayı, dışarıyı çok duymamak, kulak asmamak gerekiyor.
***
Dışarıdan edilen hakaretlerin hangisine yanıt verilebilir ki?
Bu kağıt değil ki büzesin, ağıza alınmayacak sözler fazlalaşınca da taraftarın istediği oluyor, sonrasında olan Kayserispor’a oluyor. Burak Yılmaz’ın, artık bir futbolcu değil, teknik direktör olduğunun farkında olması için birilerinin kendisini uyarması gerekiyor.
Yapı gereği agresif olabilirsiniz, bu ayrı bir konu, ama tahriklere kapılırsanız, o zaman işiniz çok zor olur.
***
Burak Yılmaz’ın, artık bu tarz işlere girmesi hem kendine hem de takıma zarar veriyor.
Agresifliği sadece rakip deplasman takımlarının tahrikleriyle kalmıyor.
Kendi futbolcularına da karşı çok sert ne yazık ki!
Bu iş böyle olmaz, ‘asarım, keserim, git dışarı, görmeyeyim seni...’ gibi laflarla bir adım ilerleyemezsin.
***
Ankaragücü maçında yedek kulübesinin ardından geçerken, altyapıdan gençlere ‘Ya çabuk geçin ya da bir daha geçmeyin’ diye kızdığını gördüm, işittim.
Ardından televizyonda birlikte program yaptığımız Hasan Erkmen Bey de ‘Biraz önce Nazon geldi, Burak Yılmaz, neredesin sen diye sordu. Duckens Nazon da işinin olduğunu el işaretleriyle anlattı. Burak Yılmaz da adeta kendisini kovdu’ diye söyledi. Duckens Nazon da, uzaktan maçı izlemek zorunda kaldı.
Bu tarz hareketlerle kimseyi küstürmemek gerekiyor.
***
Amacımız üzüm yemek bizim; Burak Yılmaz, eğer kariyerine Kayserispor’da ya da başka bir takımda devam etmeyi düşünüyorsa, bu tarz tavırlarla futbolculuk kariyerindeki başarıya ulaşması imkansız.
Futbolculara ‘Hadi koçum, olacak aslanım, olur böyle hatalar’ diye gönlünü alacak şekilde davranman gerekiyor.
Ama, sert ifadelerle davranırsan, bu iş sarpa sarar.
Değil Kayserispor, başka hiçbir takımda da başarı gelmez.
***
Futbolcular, bindiğimiz dal misali, mecburuz!
Onlarla iyi geçinmek zorundayız, sonuçta onlar da bir insan.
Aynrıca, başarıya ulaşacaksak hep birlikte kenetlenmeliyiz.
Onlar bizsiz, biz onlarsız olamayız, takım ruhu kalmaz
***
Onlar ayak, sen başsın.
Onlar adım atmazsa, sen ilerleyemezsin.
Sen de başsın, onlarla iyi bir iletişimin olmazsa, onlar da ilerleyemez.
Bundan dolayı, herkes kendi işini yapsın ve kazanan Kayserispor olsun.
***
Burak Yılmaz’ı seviyor ve destekliyoruz; bizim için kümede kalma savaşını başarıyla vermiş bir insana, naçizane bir tavsiyede bulunmak istedik, o kadar. Bundan dolayı dikkat çekmek istedim başlıkta, Burak Yılmaz yerine Bırak Yılmaz yazdım. Burak Yılmaz'ın bırakmamasının gerektiğini de ayrıca söyleyeyim, şu anki sorun teknik direktörlük sorunu değil, olay bambaşka, onu da yine önümüzdeki günlerce geniş bir şekilde kaleme alalım.
Diğer yazımda da Sportif Direktör olayını yazacağım nasipse, Allah’a emanet olun.