Kazanmayı çok isteyen bir Kayserispor vardı sahada.
Maça çok iyi başlayan, rakibine karşı istekli, arzulu, hırslı ve istekli bir takım izledik.
Bu galibiyet bize ilaç gibi geldi, kendi evimizde kazanma alışkanlığımızı sürdürdük.
Devamı da gelmeli, ama biz kazanırken, rakiplerimiz de kazanıyor.
***
Biz rakiplerimize göre değil, kendimize göre oynadığımız sürede bu ligde kalırız…
Ama, bu işlerin kolay olmayacağını açık bir şekilde görüyoruz.
Ramazan ayında, sakatların çokluğuna ve erken saatten maç oynanmasına rağmen, 3 puanı sökerek aldık, Kayserispor’a gönül veren sporseverler de takımlarına sahip çıktı.
Taraftarlar, her zamanki gibi üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptı.
***
Konyaspor maçı dışında eleştirdiğimiz Mehdi Bourabia, nihayet üzerine düşen sorumluluğu aldı ve iki asist yaparak, kalitesini ortaya koydu.
Zaten birkaç futbolcunun sorumluluk alması gerekiyordu ve nihayet hakem hatalarından dolayı kaybettiğimiz Beşiktaş maçının ardından 3 puanı hanemize yazdırdık.
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi üst düzey top oynayan güçlü rakiplerin ardından oynanan her maç çok daha zor geçiyor, biz bu engeli aştık.
Kendi evinde kaybetmeyeceksin, deplasmanlardan da yenilmeden geleceksin, bu işin sırrı bu, biz de şu ana kadar bunu çok iyi başarıyoruz.
***
Her zaman diyoruz, demeye de devam edeceğiz ‘Marifet iltifata tabidir’ diye…
Duruşu olan bir başkanın nelere yapabildiğini hep birlikte görüyoruz.
Nurettin Açıkalın, ilk başkan olduğunda ‘Ateşten gömlek giydi’ diye yazmıştım.
İşi çok zor, ama ekibiyle birlikte süreci inanılmaz güzel yürütüyor, helal olsun…
***
Sportif başarının gelmesi için öncelikle futbolcuların kafalarının rahat olması gerekiyordu.
Başkan Nurettin Açıkalın, geçmişe yönelik maaşları ödeyerek bunu başardı.
Ardından futbolcuların dertleriyle ilgilenecek, yabancı dili olan ve futbolun içinden gelen bir ismin sportif direktör olarak gelmesi gerektiğini yıllardır söylüyorduk, Muhammed Türkmen de Allah var, bu işi çok iyi yürütüyor.
Muhammed Türkmen’in biraz daha sakin olması gerektiğini bir kez daha vurgulamakta yarar var, keskin sirke küpüne zarar diyelim, kendisi de farkındadır diye umuyorum.
***
Evet, maçtan ziyade Başkan Nurettin Açıkalın’ın marifetlerine değinmeye devam edelim.
Bu adamı daha da yüreklendirelim, helal olsun, Allah razı olsun, ‘Ali Çamlı ile geldim, onunla giderim’ demedi.
Değil taşın altına elini, tüm vücudunu koyarak, büyük bir risk aldı.
Henüz başarmadı, ama ne yapılması gerekiyorsa, harfiyen yapıyor ve gemiyi karaya yanaştırma konusunda kararlı.
Dile kolay, 200 milyon TL’nin üzerinde bir parayı 2 ay gibi kısa bir sürede ödemek her babayiğidin işi değil.
***
Geçtiğimiz günlerde de haber yaptım, Nurettin Açıkalın, Süper Lig’de birçok başkanı gölgede bıraktı.
Adam, sadece işiyle meşgul, sağa sola kulak asmadan, yüksek motivasyonla lider duruşunu gösteriyor.
Bir başkandan daha fazla bir şey de beklenmez, kurumsallığı kazandırarak, ‘Herkes kendi işini yapsın’ mantığıyla süreci iyi yönetiyor.
Birkaç hafta önce de yazdım, bu ekonomide yola çıkalım, 100 bin TL’den fazla para toplanmayacağı bir ortamda 200 Milyon TL para vermek, hele ki bu riskli dönemde herkesin harcı değil.
***
Geçtiğimiz yıllarda bir sokak röportajında bir ağabeyin de dediği gibi ‘Ölümüne de Kayserispor’ diyerek, Kayserispor’u transfer yasağının çokluğunda, sakatların yokluğunda, Nurettin Açıkalın gibi bir babayiğit geldi ve ‘Kayserispor düşmeyecek’ dedi.
Bu koca yürekli adamı cesaretlendiren Baki Ersoy’u da, aynı zamanda yönetimini de kutlayalım, kalan tüm maçlara gelelim, bu takımı el birliğiyle kümede tutalım, çünkü her zaman dediğimiz gibi ‘Başka Kayserispor yok’ bunun değerini bilelim.
Kayserispor, şu ana kadarki süreçte Sivasspor maçından sonra bambaşka bir hale büründü.
Sivasspor öncesi ve Sivasspor maçı sonrası Nurettin Açıkalın’ın liderliğinde buldozer misali bir takım izliyoruz. Çağdaş Atan'ı da, Olivier Kemen'i de, Deniz Türüç'ü de ezdik geçtik, içimiz rahatladı… Nurettin Açıkalın, mesleği gereği buldozeri iyi bilir, takımına da bunu iyi öğretti…
***
Ramazan Civelek, Mehdi Bourabia, Ali Karimi, Dimitrios Kolovetsios, Duckens Nazon ve Dimitrios Kolovetsios gibi futbolcular, adeta başkan Nurettin Aaçıkalın’ın kolları sıvamasıyla kendilerini buldular.
Başkan Nurettin Açıkalın, Kayserispor’u dipten çıkaracak, krizi yönetecek bir teknik direktörü takıma kazandırarak zaten çok büyük bir başarıya imza atmıştır.
Sergej Jakirovic gibi bir ismin bulunmasında Ahmet Dirgenali kardeşimizin emeği de çok büyük, Baki Ersoy’un da…
‘Biz’ olmaya başladık, ancak böylesi kritik bir maçta AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan dışında protokolden, Kayseri büyüklerinden hiçbir ismi maçta göremedik, bunlar çok büyük eksi yazar.
***
Son olarak maça gelecek olursak, Kayserispor ‘Kümede kalacağım’ diye oynuyor.
Yenildiği Beşiktaş maçında bile hakeme rağmen rakibine zor anlar yaşattı.
Eğer hakemler ya da masa altı mı dersiniz üstü mü dersiniz, önümüze engel çıkmazsa Allah’ın izniyle biz bu ligde kalırız, baraj da 42-43 gibi görünüyor.
Yeter ki, bu havayı bozmayalım, hep birlikte gemiyi karaya yanaştıralım.
Bilal Bayazit’ten Miguel Cardoso’ya, Eray Özbek’ten, Batuhan Özgan’a kadar, oynayan oynamayan herkesi canı yürekten kutluyorum, inanıyorum ki, biz Gaziantep’ten de 3 puanla döner, yolumuza emin adımlarla yürümeye devam ederiz.