Kayserispor, hayati derecede önemli bir maçı ne yazık ki kaybetti.
Sarı-Kırmızılı ekip, ilk yarının son maçında yine bir bireysel hata ile mağlup olmanın üzüntüsünü yaşıyor.
Galip gelebilir miydik, zor ama imkansız değildi!
Sorun sadece Sinan Kaloğlu ile sınırlı değil, bunu da araya sıkıştıralım, ilerleyen satırlarda kaleme alalım…
***
Öncelikle Başkan Nurettin Açıkalın’ın da belirttiği gibi futbolcular üzerinde anlamsız bir mutsuzluk ve isteksizlik hakim.
Bu takım, motive olamıyor, üzerinde de inanılmaz bir stres var, sözleşme uzatmak için triplere girenler, transfer yasağını fırsat bilen var.
Tabii ki bunun başka sebepleri de vardır, ama görünün o ki, çözüm bulunamamış.
Başkan Nurettin Açıkalın, futbolcularla bireysel olarak görüşme yaptığını söylüyor, doğrusunu da yapmış ama, işe yaramamış.
***
Öncelikle çıkmadık candan umut kesilmez diyerek, umudumuzu kaybetmememiz gerektiğinin altını çizmekte yarar var.
İşimiz, zor değil, zor ötesi zor, ama imkansız değil, ilk yarıda 7 beraberliğin tamamını kazanabilirdik, 4 maç kazansaydık, neler olurdu neler.
Takım içindeki dengelerden başlayıp, taşları tek tek yerine koyarsak kurtarma ihtimalimiz var.
Sadece sonuca odaklı kalıp, o şekilde düşünürsek, suçlu genç oyuncu Baran Ali Gezek olur.
***
Ama, sadece suçlu ya da hatalı Baran Ali Gezek değil, masum da değil, onu da söyleyelim.
Suçlu onu kadroya koyan Sinan Kaloğlu da değil, Baran dışında ki oyuncuların hallerine de bakmakta yarar var.
Herkes gibi Sinan Kaloğlu da bineceği dalı kesmez! hafta içinde tüm oyuncuları görüp gözeten, performanslarını bilen o!
Suçlu arıyorsak, dönüp aynaya bakmamız gerekiyor.
***
Geçtiğimiz sezonun 18. Hafta itibariyle 29 puan toplayıp, 3. basamağa kadar yükselen bu takım değil miydi?
Ne oldu da, o takımdan eser kalmadı, onu anlamamız gerekiyor.
Her zaman yazdık, bıkmadan da yazacağım, biz denge taşı ile oynamanın ve profesyonelce hareket etmemenin ceremesini çekiyoruz.
Bence şu anki durumdan dolayı başta ben olmak üzere herkes suçlu!
***
Öncelikle takımı değil, kendimizi düşünmüş olmasaydık, şu an başka şeyleri konuşuyor ve yazıyor olacaktık!
10 yıldır gelen borç kamburunun ağır bedelini yaşıyoruz, transfer yasağı tüm dengeleri alt üst etti.
Maddi olarak belimizi bir türlü doğrultamadık.
Her gelen başkan, bir öncekinin borcunu ödemekle meşgul oldu ve geleceğe dair tek planımız olmadı.
***
Kulüpte basın sözcüsü yok, sportif direktör yok, ben mi futbolcuların dertleriyle ilgileneceğim, sorun sadece para mı? tabii ki de hayır, futbolcular şu anki durumun baş müsebbibi gibi görünüyor, ama bu duruma göz göre göre düştük.
Geçtiğimiz sezon Olivier Kemen’i apar topar gönderen ve transfer yasağına neden olan da biziz, suçlu biziz.
Çünkü, Ali Çamlı’nın bu kararı vermesinde kendisini yalnız bıraktık, kendisi de şahsi egosuna yenik düşerek, Kemen’i gönderdi ve hem de kalıcı olarak 2 transfer yasağı yedik.
Ali Çamlı da istemezdi bu duruma düşmeyi ancak, o çevresinde bu işi bilen birini bulmak yerine Murat Duman ile 3 yıllık sportif direktör görevi verdi, hala da boş yere para ödüyoruz efendiye. Ali Çamlı'nın yaptığı çok güzel ve iyi işler de var.
***
Mame Thiam fazla para alıyor, biz şampiyon mu olacağız diye bir handikabın içine düştük, altın yumurtlayan tavuğu sattık.
Fazla para vererek, elimizde tutup, sezon sonu daha çok paraya satabilirdik, Thiam gitti gol atamaz olduk! Yerini doldurmak için Mame Thiam'dan daha çok para vermek zorunda kaldık.
Bu iki yanlış hamle şu an olmasaydı, Samsunspor’u geçtiğimiz sezon olduğu gibi yine yener, evine puansız gönderebilirdik.
Bizim tek sıkıntımız var, şahsi egomuz, Kayserispor sevgisinin önüne geçti, bu kalıpla herkes üzerine düşen dersi almalı.
***
Futbolu bilen, profesyonellerin eline bırakmak yerine düştüğümüz hallere bakar mısınız?
Berna Gözbaşı’nın 3 yıl önceki kurduğu takım ile mücadele ediyoruz. O takımın yedeğinin de yedeği oynuyor şu an!
Berna Gözbaşı, öyle bir kadro kurmuş ki, yinelemek de fayda var, yedeğin de yedeği olan takım kalmış elimizde, işe yarayan kim varsa gönderilmiş.
Sezon başı planlama olmuş olsaydı, şu an bu durumla karşı karşıya kalmazdık. Murat Duman kulakların çınlasın!
***
Berna Gözbaşı giderken, bize ligin 3. sırasındaki takımı bıraktı, ama biz kendi elimizle futbolcuları ‘Ne de olsa daha iyisini alırız, fazla para vermeyelim’ gafletine düşerek kadro zenginliğimizi kaybettik.
Futbolda en önemli şey, atletik olmak, ama bizde şu an o özelliği taşıyan bir Gökhan Sazdağı bir de Aylton Boa Morte var, onun dışındakilerin çoğu yaşlandı, ama biz bunu göremedik, hepimiz suçluyuz.
Kadro mühendisliğini yanlış, işi bilmeyen Murat Duman'ın enkazıyla uğraşıyoruz, şu an ne desek boş!
Berna Gözbaşı’nın gidişinde bile şahsi ego savaşları yaşanmıştı.
***
Berna Gözbaşı demişken, maça geldi 2.5 yıl aradan sonra, kendisini tebrik ediyorum.
Bu Kayserispor tarihinde ilk kez yaşandı, daha önce başkanlık yapanları bir daha stadın kapısından dahi geçmediğini biliyoruz.
Berna Gözbaşı, bu takımı aldığında U19 oyuncuları vardı, bıraktığında da 3. sıradaydık.
Avrupa’da transferde ‘kara listede’ yer alan Kayserispor, Berna Gözbaşı’nın hamleleriyle herkesin koşarak geldiği bir takım hüviyetine bürünmüştü.
***
Burada Berna Gözbaşı’nı güzelleme gibi düşünmeyin, geniş pencereden bakarsanız, ne demek istediğim anlaşılır.
Berna Gözbaşı da hata yaptı, ama en azından kendi hatalarını telafi etti.
Hem kurumsallık hem de sportif açıdan Berna Gözbaşı’nın yeri zor dolar gibi görünüyor.
Kayserispor’un final niteliğindeki maça gelmesi ve takımı desteklemesi bile çok önemli ve büyük bir hareket!
***
Keşke Ali Çamlı da maça gelseydi, keşke Erol Bedir de aynı şekilde Kayserispor maçlarına gelmiş olsaydı.
Bizim kurtuluşumuzun tek çaresi budur: Biz olmalıyız, bir olmalıyız, kenetlenmeliyiz.
Taraftarlar ilk 5 dakika içinde tribüne girmedi, ne kadar zevksiz, heyecansız bir maç olduğunu gördük.
Taraftar, tribüne tezahürat yaparak girince duygulandım, stada ayrı bir renk, ayrı bir heyecan geldi.
***
Samsunspor taraftarlarını da kutlamak gerekiyor, onlar da 21 taraftarın gece yarısı alınıp, 1 yıl spor müsabakalarından alınmasına tepki göstererek, Kapalı Kale’ye destek verdi.
Bizimkiler onlara ‘hoş geldin’ dedi, onlar bizimkilere destek verdi, Kayserili taraftarlarımız gecenin bir yarısında alınmasının verdiği tepkiyi ilk 5 dakika verdi.
Kayserispor’un başarıya ulaşması bu sezon zor görünüyor, sezon başında, ‘Kayserispor ilk 5 hafta içinde 1 bilemedin 2 puan alır, galibiyet alamaz’ dediğimde beni eleştirenler olmuştu, onlara da saygım var, biz eleştiriyorsak, eleştirilmeyi de kabul ederiz, ama keşke ben haksız, onlar haklı çıkmış olsaydı.
Ligin ikinci yarısında en az 8 maçı kazanmamız gerekiyor, ilk yarıda 3 maç kazandık, 7 beraberliğimiz var, 8 maçı da kaybettik.
***
Berabere kaldığımız tüm maçları kazanabilirdik, ama gücümüz yetmedi, son vuruşlarda becerimiz yok, ikinci yarıda da transfer yapamayacağımız için, kümede kalma yolunda işimizin ne kadar zor olduğunu söyleyebiliriz.
Burak Yılmaz’a bu kadar sabreden Kayseri, neden Sinan Kaloğlu’na sabredemiyor, onu da anlamış değilim, sorun sadece hocalık değil, sorun sadece para değil, bunu anlamamız gerekiyor.
Sinan Kaloğlu, Baran Ali Gezek tercihinde hata yaptı, hatasını kabul edercesine oyundan çıkardı, daha erken de çıkarabilirdi, ama kolay iş değil bu işler.
Sinan Kaloğlu gidince de işler düzelmez, onu da şimdiden söylemek de yarar var, suçlu ‘Biziz’ diyerek yazıma son veriyorum.