Evet, başlığa parantez içi ünlem koydum, okumadan yorumlamamak lazım gelir.
Anlam bakımından yönetimin bu işi başarabileceğini söylemek mümkün, ancak bu işler kolay değil.
Şu an acilen Kayserispor’a başkan gerekiyordu ve bu problem ortadan kalkmış oldu.
Kayserispor’a acil olarak para lazımdı ve yönetim ödemeyi yaptı.
***
Kayserispor’un yıllardır parası var, ama yanlış yönde kullanılıyordu ve profesyonel bir yapı yoktu., başkanlar hep yalnız kadı.
Kurumsallığın olmadığını yıllardır söylüyoruz.
Bu yönetimin de bu yönde çok etkili olmayacağını söylemekte yarar var.
Nurettin Açıkalın, para bulacak, teknik heyet ve futbolcular da sahada işini yapacak. Lafı çok uzatmaya gerek yok. Ama kesinlikle bu nüansı kaçırmamak gerekiyor.
***
Futbolculara para ödemediğiniz zaman başımıza nelerin geldiğini tecrübe ettiğimizi düşünüyorum.
Takımımız gayet iyi, belki çok alternatifimiz yok, ama oynayınca neler yapabildiğimizi hep birlikte gördük.
Başkan Nurettin Açıkalın ve yönetimi bu işi kesinlikle başarabilir, ancak şehrin ileri gelenlerinden, siyasilerden, basın mensuplarından ve en önemlisi Kayseriliyim diyen taraftarlardan destek görmesi şartıyla.
Destek gelmezse, Nurettin Açıkalın değil, Ali Koç da gelse futbolculara para vermezseniz düşersiniz. Bu iş sadece parayla olmuyor.
***
Sezon başında "Bu takım küme düşer" diye yazmıştım. Sevgili MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy da "Düşmez" demişti. Evet, düşmez. Ama nasıl düşmez, onu da belirtelim bir kez daha. Bu işin sırrı motivasyondan geçiyor. Bunu sağlamak adına futbolcuların kafalarının rahat olması için paraların zamanında ödenmesi gerekiyor, yoksa paraşütsüz düşeriz.
***
Nurettin Açıkalın için bir önceki yazımda "Ateşten gömlek" benzetmesi yapmıştım. Başkan Açıkalın, bu köşeme atıfta bulunarak, “Şimdi bazen bana ateşten gömlek falan diyorlar. O alevin içinde bir gömlek giymiş. Şimdi daha rahat ona göre. Ama rahat derken buranın problemi bizimle alakalı değil. Yani genel olarak futbol dünyasının bir problemi var. Yani bugün A problemimiz oluyor, yarın B oluyor. Dolayısıyla bunlara her zaman göğüs germekte fayda var.” dedi.
***
Aynen de öyle, kolay değil, iki maaş geriden geleceksiniz. Üçüncü maaşı ödemediğiniz takdirde birçok futbolcunuz boşa düşecek. Bu durumu sezon sonuna kadar aralıksız bir şekilde yönetmelisiniz. Daha önce belirttim: Her ay 1 milyon euro ödeme yapmalısınız. İki ay geriden geldik. Etti mi 2 milyon euro?
Ayrıca Mayıs ayına kadar 5 ay ödeme yapılması gerekiyor. Yani 7 milyon euro, bu da yaklaşık 400 milyon TL’ye denk geliyor. Başkan Açıkalın, ödeme noktasında sıkıntı çekmeyeceklerini söylüyor, keşke Olivier Kemen'e ve Mame Thiam'a da sıkıntı olmasaydı ve şu an başka şeyleri, yani başarıyı konuşuyor olsaydık.
***
Başkan Nurettin Açıkalın, Allah razı olsun ki bırakıp gitmedi.
Gitmesini de bilirdi, ancak bu mücadelede kulübü yalnız bırakmadı. Bunca olumsuzluğa rağmen emin olun, Nurettin Açıkalın’dan başka kimse de gelmezdi.
Onun da hataları olabilir, hoş görmeliyiz. Eksikleri olabilir, öğrenecektir. Geçen gün yazdığım yazıda "Havaya girmemesi" gerektiğini vurgulamıştım. Girecek vaktinin olmadığını kendisi de biliyor.
***
Eğer "Ben başkanım" derse, yürüyüşü değişirse, kibre ve havaya girerse hem kendi hem de Kayserispor kaybeder.
Pişkin bir yapısı yok, ama nasıl bir yük aldığının farkında olduğundan olsa gerek olaylara biraz uzak kalıyor.
Davranış açısından sıkıntı çıkarmayacak gibi görünüyor, ama yalnız bırakılmaması gerekiyor.
"Parayı ben veriyorum, benim dediğim olur" derse o zaman kaybettiği an olur. Zor bir dönemde, taşın altına elini koymakla kalmayıp gövdesini koymuş birine bizim de desteğimiz olacaktır.
***
Basını yok saymamalı, hafife almamalı, toplantıdan da anlaşılacağı üzere, gazetecilere önem veriyor.
Daha önce de belirttim, başkan olduğu için yaptığı işleri öveceğiz ama yanlışlarını ve eksiklerini de saygı çerçevesinde eleştireceğiz. Bu kadar güzel iş arasında, basın sözcüsünün neden belli olmamasını eleştiriyoruz.
Örneğin, basın sözcüsü sorusuna ‘Gerek yok, zaten bilgileri alıyorsunuz’ dedi Sayın Nurettin Açıkalın.
***
Basın sözcüsü, kulübün borcunu bilmeli, maç bitiminde teknik açıklamada bulunabilmeli, teknik heyet ile sürekli iletişimde olmalı, hangi oyuncuların sarı kart, kırmızı kart cezalısı ya da sınırda olduğunu bilmeli. Sakat oyuncu varsa ya da ne zaman dönecekse bunları bilmeli. Bu soruların cevaplanması başkanın işi değil.
Galatasaray, Beşiktaş ya da Fenerbahçe de hiç bir basın mensubu başkanı arayıp, ‘Başkanım şu oyuncu bu maçta oynayacak mı, durumu nasıl’ diye sormuyordur.
***
Başkan, profesyonellere işini bırakmalı, kendisi para bulmalı ve kulübün devamlılığını sağlamalı.
Şu an zor bir dönemeçten geçiyoruz. Başkan altyapı diyor, çorba kaynıyor, salata yapmanın anlamı yok. Kendisi de 2,5 yıldır buradaydı, altyapıya neden önem verilmedi diye sorarlar adama.
***
Bu takım küme düşerse, altyapı da bir işe yaramaz. Şu an tek derdimiz kümede kalmak olmalı. Allah korusun, Bodrumspor ve Samsunspor maçlarından olumsuz sonuçlarla ayrılırsak o zaman rüzgar tersine döner ve eleştiriler sel gibi gelir.
Yönetim yaş ortalaması düştü, bu da genç ve dinamik bir jenerasyonun başarılı olabileceğini gösteriyor.
Her yönetici, kendi alanında üstüne düşeni yapsın; bu yeterli.
***
Bir kez daha söylemekte yarar var: Bu kulübün değil gün, 1 saat bile kaybetme lüksü yok!
Kulüp eğer olağanüstü genel kurul kararı alsaydı işler iyice karışırdı, ödemeler geçerdi, birçok oyuncu boşa düşerdi, zaten transfer yasağı var, kimse bu durumun altından kalkamazdı.
Kayserispor’a sahip çıkan Nurettin Açıkalın ve yönetimini tebrik ediyorum, başarılar diliyorum.
Umarım basının önemini ve değerini iyi bilirler.
***
Süleyman Akın, bu anlamda büyük bir kazanç; onun da değerini bilsinler.
İnşallah Bodrumspor maçından 3 puanla dönüp Kayseri’ye galibiyetle geliriz ve ardından Samsunspor maçına moralli hazırlanırız.