Ülkemizde genel olarak bir iletişim sorunu mevcut. Bu sorun her alanda kendini gösteriyor. Asparagas haberler havada uçuşuyor, yalan haber dünya üzerinden tur atarken, doğru haber kapının eşiğini geçemiyor.
Garip Bir Şekilde;
Doğru bilginin alıcısı az, dezenformasyona uğraşmış bilginin alıcısı çok. Nedendir tartışılmalı, içerisinde aksiyon içeren görece kötülüğe meyilli olan haberler daha çok okunuyor daha çok tıklanıyor ve insanlar tarafından kabul görüyor. Yanlış bilginin aslında öyle olmadığına ilişkin doğrulayıcı haberler, içerikler ise insanlar tarafından pek de kabul görmüyor. Yani gerçek, ayakkabılarını giyene kadar yalan, dünyayı dolaşıyor…
Yalanın, Bulunmaz Hint Kumaşı Gibi Sahiplenilmesinin Sebebi Nedir?
Yalanın neden sahiplenildiği tartışılmalı. İnsanlar inanmak istedikleri şeyleri gördükleri için mi düşünmeden kabul ediyorlar. Örneğin, X siyasi partisinin düşüncesine sahip birisi partisinin savunduğu düşünceleri destekleyici haberleri gördüğü anda, anında kabul edip savunmaya geçiyor. Ondan sonra o kişi o haberlerin yanlış mı eksik mi olduğunu düşünmeden yaygarayı koparıyor, ayıkla pirincin taşını…
Eylül Ayına Dair…
Yılın son çeyreğinde Eylül ayının ortasına hızla ilerlerken, ülke gündeminde yaşadıklarımızda bu yalan haberlerin ne durumda olduğunu ortaya koyuyor burada basının rolü ise büyük önem arz ediyor. Basından kastım, ne olduğu belirsiz, künyesi olmayan, resmi bir basın işletmesi niteliği bulunmayan sosyal medya hesapları değil!
Lakin onların varlığı bu yalan haberleri bu işe getiriyor. Sorumlu yayıncılığın ve sorumlu yayıncılık faaliyeti sürdürenlerin kıymeti bilinmeli. Aksi takdirde küresel teknolojik gelişmelerin getirdiği bu sosyal medya tufanı, sorumlu olan ve doğru haber yapmaya çalışanları alıp götürecek. Bir e-posta adresi ile açılan sosyal medya hesaplarından yayıncılık faaliyeti yürütüldüğünü söylemek akla mantığa sığmıyor.
O yüzden bilgi alırken 3 kez okumalı tartmalı ve siyasi düşüncemize, dünya görüşümüze uygun olanı değil, mantığımıza uygun olanı seçmeliyiz. Ne olduğu belirsiz sosyal medya hesaplarından haberleri takip etmemeli, haber kaynaklarımızı çeşitlendirmeliyiz.
Türk yazar, edebiyat tarihçisi, gazeteci İsmail Habib Sevük’ün söylediği gibi;
‘Gerçekler bize değil, biz onlara uymalıyız.’
