Türkiye’de yarın milyonlarca seçmen sandık başına gidecek. Ülkeyi 5 yıl boyunca yönetecek olan Cumhurbaşkanını ve TBMM üyelerini seçecek.
Ülkemizin seçimlere Kahramanmaraş’ta yaşanan büyük felaketin gölgesinde giriyor. Bu nedenle siyasi partiler ilk etapta önceki seçimlerdeki gibi yoğun bir kampanya yürütmediler. Sadece seçimin son günlerine doğru biraz kampanyanın dozunu artırdılar.
Artık liderler ve adaylar söyleyeceklerinin hepsini söylediler. Seçilmeleri halinde ne yapacaklarını, ne yapmayacaklarını defalarca hem sosyal medyada hem de yüz yüze seçmene ilettiler.
Bu seçimde de yine vaatlerden, parti programlarından ziyade, başka etkenlerin baskın olduğu, seçmen tercihlerini etkilediği bir süreç geçirdik.
Doğal olarak halk, ülke güvenliği, ülkenin geleceği, ekonominin geleceği, istikrar gibi konulara büyük önem veriyor. Oy kullanacağı zaman, bu başlıkları süzgeçten geçirerek, en doğru kararı vermeye çalışıyor. Bireysel kaygılardan, çıkarlardan ziyade ülkenin geleceği, çocukların geleceği daha çok belirleyici oluyor.
Normal bir coğrafyada olsak ve normal bir ortamda seçimlere gitmiş olsak, en belirleyici olacak unsur, adayların ve liderlerin profilleri ve vaatleriydi.
İlk etapta listeler açıklanınca, seçmenler arasında adayların isimleri konuşulur ve tartışılır. Pek çok seçmen, sevdiği birinden dolayı parti lehine oy kullanacağını dile getirir. Veya aksine istemediği bir isim olduğu için o partiye oy vermeyeceğini belirtir. Ancak seçim kampanyası ilerledikçe, adayların kim olduğu unutulur ve yine biraz önce yukarıda saydığım etkenler devreye girer. Adayların pek bir önemi kalmaz, genel meseleler ağır basar ve seçmen sandığa giderek oyunu kullanır.
Bütün partilerin adaylarını belirlerken, ön seçim yapmamaları, halkın tüm kesimlerini temsil etme noktasında hassasiyet göstermeleri pek önemsenmez. Bu süreçleri yaşayacağımız günleri de göreceğiz inşallah.
Ülkedeki siyasal ortam elbette bir şekilde olgunlaşacak ve liderlerin iradesi yerine halkın iradesinin tam manasıyla sandığa tecelli ettiği günlerden de geçeceğiz.
Liderler, konuştu, adaylar konuştu bizler de çeşitli şekillerde yazıp, çizip konuştuk.
Artık biz susacağız, yarın halk konuşacak. Nihai kararı millet verecek.
Milletimiz her ne karar verirse versin, bunu demokrasinin güzelliği olarak algılayıp, saygı duymak, baş tacı etmek gerekir.
Bunun dışındaki yollara başvurmak, ülkeyi karıştıracak söylem, tutum ve davranışlar içerisine girmek, bu ülkeye de millete de ihanet olur. Seçimlerde kazanmak da var kaybetmek de var. Her şekilde seçimleri geride bırakıp, ülke olarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor.
Seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.