Fransa’da trafik kontrolü sırasında 17 yaşındaki Cezayir asıllı Nahel’in öldürülmesiyle ülke yangın yerine döndü. Günlerdir süren protestolarda yüzlerce gözaltı oldu.
Olayın üzerinden 7 gün geçti. İsyancılar hala sokaklarda ancak olaylar önceki günlere göre biraz daha sakinleşmiş durumda.
Ülkede en hareketli yerlerden birisi de Lyon’du, Burada sadece Nahel’in ölümünü protesto eden protestocular değil aynı zamanda aşırı sağcı gruplar da sokaktaydı. Bu durum Fransa hükümeti için iç savaş tehdidi… Macron oldukça gergin.
Marsilya’da en şiddetli olaylara şahit olan yerlerden birisi. Turizm kenti olması dolayısıyla turistler paniğe kapılmış durumda. Paris Turizm Ofisi Başkanlığı, ülkeden turistlerin kaçmaya başladığını söyledi. Olaylar ülkenin turizmine de zarar verdi.
Protestocular sokakları kamu mallarını ve birçok yere zarar vermesiyle olayların ülkeye maliyeti 1 milyar avroya yaklaşmış durumda.
Öte yandan, Nahel’i öldüren polis, kasten öldürme suçundan açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti. Polisle ilgili de bir bağış kampanyası düzenlendi Aşırı sağcı gruplar polis memurun bırakılması için çağrı yaparak 1 milyon avro kadar bağış topladı.
Nahel’in ailesi için başlatılan yardım kampanyası ise polis için toplanan miktarın yanından bile geçebilmiş değil.
Buradan Fransız sömürge imparatorluğunun sömürgeci zihniyetini ve göçmen kökenlilere yönelik ırkçı duygularının acı bir özetini görebiliriz.
Bu olay akıllara 2005 Fransız ayaklanmasını da getirdi. O olayı hatırlayacak olursak; Paris’te 27 Ekim’de kimlik kontrolü yapan polis tarafından kovalanan 17 yaşındaki Kuzey Afrikalı Zyed Benna, yüksek gerilim trafosuna sığındığı sırada elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmişti.
Fransa hükümeti ırkçılığı reddetse de yaşanan olaylar ortada. Olayların temelinde ırkçılık ve İslam karşıtlığı yatıyor…
Fransa’ya olayları yakından takip etmek için giden Türk bir gazeteci, Paris Belediye Başkan Yardımcısı Audrey Pulvar’a şehrinizdeki protestolar hakkında ne düşünüyorsunuz, bu demokrasi mi, özgürlük mü? sorusunu yöneltti.
Pulvar, olayların kabul edilebilir olmadığını ve şiddetinde bir çözüm olmadığı cevabını verdi. Ardından Türk gazeteci “Hükümetinizin, Türkiye için Suriye’deki terörist bir örgüt olan YPG’yi birçok kez Elysee Sarayı’nda ağırlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? sorusu ile Pulvar röportajı sonlandırdı.
Demokrasiyi savunan Fransa hükümetinin YPG’ye vermiş olduğu destek hakkında görüşünü dile getiremeyen bir belediye başkan yardımcısı…
Kendi ülkelerine gelince her şey özgürlük normal ama ırkçı, sömürgeci ve islam karşıtlığı politikalarıyla birçok vatandaşa eziyet eden bir ülke. Fransa...