Hilal Tekeoğlu

İnsanlığın ortak mirası: Ayasofya…

Hilal Tekeoğlu

Herkese merhaba… Bugün Ayasofya’nın ilk inşaatından günümüze kadar gelen halini konu edinip sizlerle paylaşmak istedim.

Bildiğimiz üzere o meşhur, güzel Ayasofya, 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan İstanbul’un en dikkat çekici simgelerinden biridir.

Ayasofya aynı yere 3 kez inşa edilmiş bir eser olmakla birlikte günümüzdeki Ayasofya; “Üçüncü Ayasofya” olarak bilinmektedir.

İlk inşaat 1. Konstantin döneminde başlamış ama açılışı 360 yılında II. Konstanin döneminde gerçekleşmiş. Şöyle baktığım zaman ne tarih ama diyorum. Oldukça etkileyici…

O dönemde, İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilmiş ve “Büyük Kilise” ismiyle anılmış.

404 yılında başlayan isyanda çıkan bir yangında harap olan bu yapıdan günümüze ulaşan bir kalıntısı yokmuş.

Sonra 2. Ayasofya, II. Theodosius tarafından birincinin üzerine inşa ettirilmiş ve 415 yılında ibadete açılmış.

Yine bu yapı da İmparator Jüstinyen aleyhinde çıkan Nika Ayaklanması’nda isyancılar tarafından yakılmıştır.

İmparator Jüstinyen o dönem isyanın hemen ardından çok daha büyük ve görkemli Ayasofya’yı yaptırmaya karar vermiş. O da 532-537 yıllarında inşa edilmiş.

Ne çile çekmiş güzel Ayasofya…

Doğu Roma’nın İmparatorluk Kilisesi olarak kullanılan Ayasofya, tarih boyunca savaşlar, isyanlar, doğal afetler derken oldukça yıpranmış ve yine tahrip olmuş.

Tabi Katolik-Ortodoks mezhep kavgası yüzünden de mabedin sosyolojik ve sembolik anlamı zarar görmüş.

Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethettikten sonra şehirde kimseye zarar verilmemesini emretmiş. Köle alınıp satılmasını yasaklamış.

Osmanlılar fethin nişanesi olarak kabul ettikleri ve kıymet verdikleri Ayasofya Camii’ne Fatih Sultan Mehmet Han’dan itibaren büyük özen göstermiştir.

Ayrıca, Mimar Sinan’ın Ayasofya’ya yaptığı düzenlemeler ve eklemeler yapının günümüzde ayakta kalmasında da rol oynamıştır.

Ayasofya’nın ilk minaresi de Fatih Sultan Mehmet Han döneminde ahşaptan, ikinci minaresi ise Sultan II. Bayezid döneminde tuğladan inşa edilmiş.

Osmanlı döneminde Ayasofya Cami’nin iç süslemelerine büyük önem verilerek, Türk sanatlarının en zarif örnekleriyle süslenmiş ve estetik değer kazandırılmış.

Böylece Ayasofya camiye dönüştürülmesiyle beraber insanlığın bu ortak mirası muhafaza ve ihya edilmiştir…

 

Ayasofya (alıntı)

Yazarın Diğer Yazıları