Hilal Tekeoğlu

Toplumsal ilişkiler nereye gidiyor?

Hilal Tekeoğlu

Bir zamanlar mahalle aralarında yankılanan çocuk sesleri, kapı önlerinde edilen sohbetler, paylaşmanın ve dayanışmanın sıcaklığı vardı. Bugün ise ne yazık ki bunların çoğu geçmişte kaldı. Günümüz dünyasında iyi niyet, hoşgörü ve saygı gibi kavramlar giderek siliniyor. Oysa ne zaman böyle bir ortamda bulunsak, içimizi bir özlem kaplıyor. 

Toplumun büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğunu söylerken, İslam’ın temel değerleri olan sevgi, saygı, hoşgörü ve temizliği neden hayatımıza yansıtamıyoruz? Medyada oluşturulan algılar, dini değerleri yalnızca şekilsel bir kimliğe dönüştürürken, özünü giderek kaybetmemize neden oluyor. Oysa inanç, yalnızca söylemde değil, yaşam tarzında da kendini göstermeli.

Selçuklu döneminde mahalle kültürü üzerine yazılan eserlerde, toplumsal bağların ne kadar güçlü olduğu anlatılır. Hatta çok değil, 1990’ların sonlarına kadar mahallelerde çocuklar güvenle oynar, komşular birbirine destek olurdu. Şimdi ise çocukların sesinden rahatsız olan büyükler, geçmişi anlatamayan ebeveynler, sevgiyi rekabete kurban eden dostluklar ve kıskançlıkla zedelenen komşuluk ilişkileri var.

Bu kopuş, nesiller arasında köprüleri yıkıyor. Geçmişin değerleri unutuldukça, yeni nesiller de aidiyet duygusunu kaybediyor, özümüzden uzaklaşıyoruz. Oysa çocuklar, hoşgörüyle büyüse, hata yapsa dahil büyükler ne der korkusuyla yaşamadan kendini güven duygusu içinde güzel şekilde ifade edebilse yarınlara umutla bakabiliriz.

Unutmayalım ki, Müslümanlık yalnızca bir kimlik değil, yaşam biçimidir. Sevgi, saygı ve hoşgörüyü içselleştirmedikçe, ne toplumsal huzuru ne de geleceğe umutla bakan bireyleri yetiştirebiliriz. Geçmişin güzel değerlerini kaybetmeden, geleceğe umutla bakabilmek dileğiyle…

Yazarın Diğer Yazıları