Kümbet veya türbe müslümanların ölülerini gömdükleri anıt mezarlara verilen addır. Kümbet ile türbe arasındaki fark mimari yapılarından kaynaklanmakta olup, kümbetlerde kubbeler silindirik sivri şekildedir. Bu yazımda hikâyeleriyle dikkatimi çeken şehrimizde bulunan türbe ve kümbetlere yer vereceğim.
Akkoca Sultan Türbesi
Akkoca Sultan türbesinde yatan Ali Baba ile ilgili pek çok kerametten bahsedilmektedir. Bunlar: Ali Babanın savaşa giden askerlere “Öldürdüğünüz düşman askerlerinin gırtlaklarını kesip bakın, arpa kılçığı bulacaksınız.” demesi ve durumun gerçekte de böyle olması, Höbek Mahallesi'nde kaynayan bir su için “bu su ile tuvalete girilmez, gusül abdesti alınamaz.” demesi ve bunun aksine hareket eden kişinin rüyasında Ali Baba’nın kendisine “Benim suyumu tuvalete verme yoksa seni helak ederim” demesi, Ali Baba’nın köyde davulu yasak etmesine karşın düğünde davul çaldırılınca gelinin çok ağır şekilde hastalanması, ayaklarının tutmaz hale gelmesi ve bir daha yürüyememesi, köyde adam öldürmeyi yasaklaması, birine öldürmek için ateş eden kişinin silahının ateş etmemesi ama bir hayvana doğru ateş edince onu öldürmesi, benzer şekilde hasmını arkadan bıçaklayamaması elinin varmaması, halı çalmak üzere Höbek Köyü Camiine giren hırsızların içerde caminin kapısının kilitlendiğini fark etmesi, halıları bırakınca kapının açılması, Ali Baba türbesinin üzerinin kapatılamaması ve türbenin köşesinden bir taş kopartan dozerin arızalanması gibi.
Battalgazi Türbesi
717-740 yılları arasında İslam ordularının komutanı olarak Bizans üzerine seferler yapan ve bunların birinde şehit düşen Malatya Serdarı Hüseyin Gazi'nin oğlu kahraman Battal Gazi burada yatmaktadır. Burada bazı kimseler isteğinin gerçekleşmesi için türbenin arkasındaki mihrap çıkıntısının üzerine attığı 3 taşın orada kalması gerektiğine inanmaktadır. Hz. Ali’nin, bu türbenin bulunduğu mahallede bir kayaya yaslandığı ve burada iz kaldığına inanılan bu kaya da ziyaret edilmektedir.
Devali Türbesi
Develi İlçesinde bulunan bu yapının Selçuklular tarafından yapıldığı bilinmektedir. Dev Ali Malazgirt Savaşı'dan sonra Anadolu'ya Develi ilçesine yerleşen Türkmen obası reyisidir. İlçe adını buradan almaktadır. Efsaneye göre Dev Ali, Hıdırellez'den Gala Dağına doğru giderken atının bıraktığı ayak izi Gala Dağında görülür.
Döner Kümbet
Gövdesinde kanatlı aslanlar, çift başlı kartal arması, geometrik şekil ve bitki motifleri, hurma dalları, kuş ve aslan başları gibi bezemeler bulunan kümbet Şah Cihan Sultan'a ait olan bu kümbetin geometrik şekilleri birbirine çok yakın olmasından dolayı kümbet etrafında bu işlemelere bakılarak dönüldüğü vakit izleyen kişi dönüyor hissine kapılmaktadır. Kimi rivayete göre sabah ezanı vaktinde burada dua okuduğunda duan kabul edilirse kümbet dönermiş diye anlatılır.
Arif Nihat Asya bu göz alıcı ve görkemli yapı için bir rubai dahi yazmıştır:
Yönler ne demek, âşık için neymiş yön?
Hor görmesin -artık- sağı sol, arkayı ön!
Bir kutlu sema'hâne bilip Kayseri'yi
Ey kutlu çadır, böyle, nesiller boyu, dön!
Helvacı Dede Kabri
Serçeönü Mahallesinde yolun ortasında kalan bu mezar kaldırılmak istenmesine karşın kaldırılamamıştır. Şeyh Tursan Veli Hazretlerinin annesi helva yapar ama oğlu Medine’de olduğundan ona yediremez. Bu durum içine sinmez. Bunu duyan Helvacı Dede, helvayı soğumadan Hazrete ulaştırır.
Melik Mehmet Gazi Türbesi
Şehrimizin fetih camisi olarak da bilinen Camikebirin (Ulu Cami) bahçesinde bulunan bu yapı Danişmendlilerin 3.hükümdarı ve bu Camiyi yaptıran Melik Mehmed Gazinindir. Türbenin yanında İbrahim Müteferrika’nın dağılmak üzere olan matbaasını Vakanüvis Vasıf Efendi ile müştereken satın alıp matbaanın hizmete devamını sağlayarak matbaacılığa da hizmet etmiş bir kültür adamı Mehmed Râşid Efendi’ye ait çok sayıda el yazması eser barındıran kütüphane de bulunmaktadır.
Necmeddin İmad’ın Türbesi
Serçeönü Mahallesindeki türbeye defnedilen Necmeddin İmad Hazretleri hakkında anlatılan şu olayla ölümünden sonra dahi Kayseri üzerindeki manevi himayesinin sürdüğü anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde Kayseri’de ve çevre illerde Kara Yazıcı ayaklanması olduğunda bu ayaklanmanın müsebbibi eşkıya rüyasında Necmeddin İmad’ı görür. Rüyasında Necmeddin İmad kendisini “Kayseri’yi terk et ve buranın halkına kötülük yapma,” uyarmaktadır. Bunun üzerine eşkıya buradan çekilerek Kayseri bu beladan kurtulur.
Seyyid Burhaneddin Türbesi
Seyyid Burhaneddin mezarlığında bulunan bu yapı 1244 yılında vefat eden ve 9 yıl boyunca Konya’da Mevlana Celaleddin Ruminin hocalığını yapmış, ölümüne yakın 9 yıl boyunca Kayseri’de yaşamış ve Moğol işgaline şahitlik etmiş Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nin kabri için 1892 yılında yaptırılmıştır.
Şehrimizin manevi mimarlarından olan Hazret’in insanların kalplerinden geçen gizli sırları keşif yolu ile bildiğine inanıldığı için Seyyid-i Sırdan (Sırların Efendisi) de denilmektedir. Hakikatleri iyice araştırıp tetkik ettiği, ilimde taklidi bilgi düzeyini aşıp en üst düzeye ulaştığı için de “Muhakkık” (Hakikati araştıran) unvanı verildi. Müritleri ile sohbetlerinden derlenen “Maarif” isimli kitabı mevcuttur.
Kayseri’nin yetiştirdiği âlimlerden “Su İçmez Efendi’nin” kabri de Seyyid Burhanettin Mezarlığı’ndadır. Su İçmez Efendi’nin, rüyasında Peygamber Efendimizin elinden su içtiği ve o tarihten sonra ağzına hiç su almadığı rivayet edilir. Bu sebeple “Su İçmez” lakabıyla anılmaktadır. Ayrı bir manevi atmosfer sunan bu yerde yapılan ibadetlerin tadı da elbette bir başkadır. Yine burada yer alan Kalem Kırdı Caminin de kendine özgü bambaşka bir iklimi bulunmaktadır. Dünya telaşını mezara gömme fırsatı bulacağınız nadir mekânlardandır.
Suya Kanmış Hatun Türbesi
Yanıkoğlu Mahallesinde bulunan bu yapı Selçuklular tarafından yaptırılmıştır. Bu türbede yatan keramet sahibi bilge hatunun hikâyesi şöyledir; Sefere giden Osmanlı ordusu Kayseri'de konaklar. Onları bir testi suyla karşılayan Suya Kanmış Hatun’un testisinden askerler su içer ama testinin suyu bitmez. Bu kerametten haberdar olan padişah, Suya Kanmış Hatun'a araziler hediye eder.
Şeyh İbrahim Tennûri Türbesi
Cumhuriyet Mahallesinde “Şeyh Cami” olarak bilinen caminin bitişiğinde bulunan bu yapı Selçuklular tarafından yaptırılmış olup, burada Akşemseddin Hazretlerinin öğrencisi olan İbrahim Tennûri Hazretleri yatmaktadır. Bir gün rüyasında tasavvuf yolunda içindeki sıkıntıyı gidermesi için Akşemseddin’in ona “Sıcak bir tandır (tennûr) üzerine oturup terlemen gerekir.” Dediğini görür. Dediğini yapar ve rahatlar. Bu yüzden Tennûrî olarak anılır.
Zeynel Abidin Türbesi
Cumhuriyet Meydanı Kalenin karşısında bulunan bu yapı Osmanlılar tarafından Hz. Ali’nin soyundan geldiği öne sürülen Seyyid Zeynel Abidin adına yaptırılmıştır. Rivayetlere göre Zeynel Abidin bir gece kaldığı yere girince bütün kandillerin aniden yandığını görür. Yine bir gün yoğun bir ilahi aşk içindeyken baktığı bir kayanın parçalandığını rivayet edilir. Sağır bir kimsenin onun sözlerini işittiği, başka bir zaman da iftar yapmadan 17 gün oruç tuttuğu rivayet edilir.