Ülke gündemimizde bir yıldır altılı masa var. Birbirine benzemez bu altı parti bir araya gelip bir masa etrafında toplandılar. İkili, üçlü, altılı toplantılar ve istişare toplantıları olmak üzere bugüne kadar yüze yakın toplantı yapmışlar. Ayda bir yaptıkları altılı genel toplantının ardından da bir bildiri yayınlıyorlar. Her toplantının sonucunda çıkan bildiride öne çıkan demokrasi vurgusu ve güçlü parlamenter sisteme dönüş vurgusu.
Bu altılı masa geçtiğimiz Perşembe günü 10. genel toplantısını yaptı. Toplantının 9 saat sürmesi, seçimlerin yaklaşması gibi nedenlerle vatandaşlar ve basın mensupları bu toplantıda aday açıklanacak beklentisi içerisine girdiler. Toplantı sonunda çıkan sonuç; aday belirlemek için istişare toplantılarına başlanmasına karar verildiği şeklinde açıklandı. Millet olarak bu karara nasıl sevindik anlatamam, ülke bayram yerine döndü. Bizler bu kadar ay, saatlerce süren toplantılarda tavla, iskambil, poker gibi oyunlar oynandığını, çay, kahve eşliğinde sohbet ve muhabbet edildiğini düşünürken böyle bir karar alındığını bilmek, ülkece içimize su serpti.
Altılı masa bu hızla giderse yaklaşık bir 10 ay sonra 100 toplantı ve istişare görüşmesi neticesinde Cumhurbaşkanı adayını açıklayacaktır. O tarihe kadar seçimler geçmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur diye düşünmeyin sakın, böylece masanın muhterem adayı da yıpranmamış olur.
Son toplantıda alınan başka önemli kararlar da var ; Altı genel başkan her stratejik kararda aynı imza yetkisine sahip olacak, Altı genel başkanın biri diğerinden üstün olmayacak, Devletin üst düzey güvenlik ve ekonomi kurumlarına hepsinin imzası ile atama yapılacak. Ne kadar güzel bir sistem değil mi ? Velev ki Kılıçdaroğlu aday oldu, yüzde 50+1 oyla seçildi ve Cumhurbaşkanı oldu, oyları yüzde etmeyen Gültekin Uysal imza atmayınca Emniyet Genel Müdürü, Mit Başkanı atayamayacak, daha partisini yeni kuran alacağı oy belli olmayan Babacan veya Davutoğlu imza atmazsa ülke ile ilgili önemli kararlar alınamayacak. Demokrasi’ye bakın hizaya geçin.
Altılı masaya bir öneride bulunalım. Madem bu kadar aday çıkarmakta zorlanıyorsunuz, masa içi demokrasi bu kadar önemli, bir aday yerine Cumhurbaşkanlığı için 6 lider birlikte aday olsun. 6 Cumhurbaşkanımız olur, parlamenter sisteme geçeceğiniz için, 6 başbakan, 6 meclis başkanı, her bakanlığa 6 partiden birer bakan, 6 müsteşar, 6 genel müdür, 6 il müdürü, 6 şef şeklinde atama yaparsanız masada demokrasi sağlanmış olur. Hatta her mahalle veya köye 6 muhtar atayın, 6 muhtarın birlikte imzalamadığı ve mühür basmadığı ikametgah ilmuhaberleri geçersiz sayılsın. Böyle bir uygulama ile hem demokrasiye katkınız olur, hem de bu kadar insan yoğunluğunda güçlü parlamenter ve bürokratik sisteme erişmiş olursunuz. Ülkede işsizlik sorunu da kökten çözülmüş olur.
Bu kadar pespayeliğin, oynanan tiyatronun sebebi nedir diye soracak olursanız görünürde bir sebep var mevcut iktidarı devirmek. Tek başımıza sonuç alamıyoruz, bir araya gelip iktidarı devirelim de her şey mubah anlayışındalar. Geçtiğimiz günlerde ulusal bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Babacan; “altılı masa liderleri olarak yaptığımız açıklamalara çok dikkat ediyoruz, masadan bir lider bile açıklamanın tersi bir şey söylese, altılı masada çatlak var diye ortalığı birbirine katıyorlar” dedi. Buradan şu anlam çıkar, masada olan bir liderin söylemlerine diğerlerinden itiraz yok.
Masanın görünen amacı mevcut iktidarı devirip, güçlü parlamenter sistem kurmak, görünmeyen amacı nedir? Bunu da liderlerin söylemlerinden, paylaşımlarından anlıyoruz;
Ali Babacan, vatandaşlık tanımını değiştirmek ve kürtçeyi anadil olarak anayasaya koymak istediklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Nuşirevan Elçi “ Türkiye’de yetkiler dağıtılmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ya da özerklik. Devletin şimdiki yapısı değiştirilmeli”
“Kamu görevine iade edeceğimiz tüm KHK’lıların yasal, mali ve sosyal haklarını iade edeceğiz. Haklarındaki kısıtlamaları kaldıracağız. İsimlerinin yer aldığı tüm listeleri kamu kurum ve kuruluşlarından sileceğiz.” ( Ali Babacan )
“Anayasadan Türk tanımını kaldırmak istiyoruz, doğrudur.” ( Deva Gen. Bşk. Yrd. Sanem Oktar)
Beyler, bayanlar bu vatan size neyledi ? Nedir bu kindarlığınız? Neden bu kadar bu millete, devlete, ismine düşmanlığınız? Altılı masada milliyetçi olduğunu iddia eden tatlı su milliyetçileri sizlere sesleniyorum; hiç mi kanınıza dokunmuyor bu söylemler? Yeter ki iktidar devrilsin her şey mübah mı? Kılıçdaroğlu’nun hamiliğine ihtiyaç duyan ülkücüler rahatsızlık duyuyor musunuz?
Bu beyanatta bulunan vatandaşlar ve liderlere cevabımız;
Hadi oradan. Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görürmüş. Benim gibi milyonlarca Türk evladının cesedini çiğnemeden bu dediklerinizin birini dahi yapamazsınız.
Altılı masa liderlerine bir önerim daha var; öyle boş boş birbirinize gidip oturmayın. Toplantılarınızı altın gününe çevirin. Her toplantıda misafir liderler ev sahibi partiye Cumhuriyet Altını götürsün. Belki götürdüğü altının isminden veya arkasındaki Atatürk siluetinden utanan çıkar aranızda. Altının üzerinde birde yazı var; CUMHURİYET MİLLETİNDİR yazıyor.