Kemal Gönen

DİN'DE GÜNCELLEME MESELESİ

Kemal Gönen

Geçtiğimiz aylar içerisinde devletin en yetkili ismi olan Cumhurbaşkanı’ndan dinin güncellenmesi gerektiğini duyduk. Bir kısım vatandaş, basın ve cemaatler olaya temkinli yaklaşırken diğer bir taraftan da aşırı tepki aldı bu konuşma. Bazı kesimler ne gerek vardı bu konuya girmeye yanlış anlaşılabilir, başka yerlere çekilebilir derken, din ezelden ebede ihtiyaçlar için kafidir dolayısı ile güncellemeye ihtiyaç yoktur yapılamaz da türünde açıklamalar beyanatlar birbirini takip etti. Cumhurbaşkanı ikinci bir konuşmasında konuya açıklık getirerek Kuran’ın hükümlerini içeren konularda bir güncelleme olamayacağını kastedilen şeyin fıkhi konularda çağın ihtiyaçlarına göre güncellemeler yapılması gerektiğini ifade etti. 
 
Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışından sonra gazeteci Nevzat Çiçek bazı hocalarla cemaat liderleri ile bir araya gelerek bir toplantı yaptılar ve Nevzat bey bu toplantının moderatörlüğünü yaptığını söyledi. Toplantıdan sonra katıldığı bir televizyon programında kısa ve öz olarak şunları söylemişti ; İnsanlar özellikle gençler dinden uzaklaşıyor buna bağlı olarak ateizm ve deizm yaygınlaşıyor, cemaat ve tarikatlar sivillikten uzaklaşıp sistemle entegre oluyorlar, fetö meselesi de gösterdi ki ülkemizde cemaatler ve onların dine bakış açısı konusunda bir problem var. Yine aynı televizyon programında devletin diyanet, emniyet ve hatta mit vasıtası ile cemaatleri yakın takibe aldığı, milli ve yerli olmayan yani yurt dışı bağlantıları olan, İslami görünse de uygulama bakımından İslamiyet’ten uzak cemaatlerin tasfiye edileceği mesajlarının verildiğini belirtti. Hanefi – Maturidi çizgisinde olmayan cemaatlerin ülkeye ve topluma zarar verdiği ve önlem alınacağı da açıkça ifade edildi.
 
Konuşmanın ve söylenenlerin birçoğu doğru fakat en hassas noktası da bu son cümle yani Hanefi – Maturidi çizgisi ya da ekolü. Büyüklerimizden sıklıkla duyduğumuz mezhebiniz nedir diye sorulduğunda amelde Hanefi itikatta Maturidiyim diye bir cevap duyardık. Bunu birkaç yıl önce bireysel olarak araştırmaya başladığımda Hanefilik ile ilgili birçok kaynak olmasına rağmen Maturidilik ve İmam Maturidi ile ilgili diyanet yayınları da dahil çok sınırlı kaynak olduğunu gördüm. Yukarıda yazdığım amelde Hanefi itikatta Maturidiyim diyen bir çok insanında bu cevabı niye verdiği ya da Maturidi kimdir, ekolü nedir, neden biz böyle söylüyoruz sorularına cevap verebileceklerini sanmıyorum. 
 
Maturidilik esas olarak nassı anlamada akılcılığı esas alır. Hocam bana bunu emretti sorgusuz sualsiz yaparım, cemaat liderimiz bize bütün malınızı mülkünüzü getirin bana verin dedi bende götürdüm verdim. Hocaefendimiz bize darbe yapın ülke yönetimini ele geçirmemiz lazım dedi bizde yaptık türünde yaklaşımlara karşı çıkar Maturidilik ekolü. Ayet ve hadisleri teklifin ve insan olmanın temel şartı olan akılla/akl-ı selim ile yorumlar.
 
Çok sevdiğim, görüşlerine itibar ettiğim bir hocamın bir sözü var günümüzü, günümüz yaşantısını özetleyen ; “ Dindarlaşıyoruz dinden uzaklaşarak ”. Bir insan, bir nesil yada bir toplum nasıl olurda dinden uzaklaşarak dindarlaşır demeyin, yukarıda saydığımız örnekler toplumda çoğalmışsa, cemaat adı altında para-sermaye, silah, faiz ve hatta fuhuş varsa, devlette bir işiniz, alacağınız bir ihale, işe girecek bir çocuğunuz için kapı buralardan açılıyorsa ve hatta bu cemaatlerden bazıları bunlarla da yetinmeyip devleti tamamen ele geçirmek için ülkede darbe yapmaya kalkıyorsa, cemaatlerin bugün ki yapısı ve yaşayış tarzına bakıp insanlar özellikle gençler bu din böyleyse bana göre değil deyip ateizm veya deizmi seçiyorsa burada sorun vardır.  Bunları söylerken cemaatlerin tümü böyledir, tüm cemaatler kötüdür, işleri güçleri bunlardan ibarettir söylemini de kimse çıkarmasın. 
 
Sonuç olarak devlet fetö olayı şunu gördü akılcılığı yani maturidi ekolü esas almayan cemaatler, yapılar dine ve devlete zarar veriyor. Son örneğini Adnan hoca operasyonunda gördük. Silahlar, kasetler, şantajlar, akıl almaz paralar. Bu operasyonların devamı gelecektir ve gelmelidir. Yazının başlığında belirttiğim Dinde Güncelleme tabiri yanlış anlaşılan bir tabir olmuş. Asıl tabir şu olmalı, yaşam biçimimizde, inanış bicimizde, İslam algımızda, birey olarak, toplum olarak ve hatta devlet olarak fabrika ayarlarına dönüş. Hani birçok elektronik cihazda cep telefonlarımızda programlar yükleriz, ayarlarını değiştiririz içinden çıkılmaz bir duruma geldiğinde fabrika ayarlarına dönüş seçeneği vardır son çare ona başvururuz. Bizim fabrika ayarlarımız Hanefi – Maturidi – Yesevi ekolüdür. Başkada çıkışımız yoktur. 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları