Yazının başlığını koyarken merhum Ömer Lütfi Mete’nin İtfaiye Yakıyor ismini verdiği kitabı aklıma geldi.
Malum olduğu üzere neredeyse 15 Temmuz sürecinden beri ülkemiz ekonomik kriz ortamında. Küresel ekonomik daralma, dış güçlerin ekonomimize etkisi, Suriye’ye gerçekleştirilen operasyonlar derken alım gücünde azalma, işsizlik, belirsizliğe bağlı ihtiyaçları erteleme gibi sebeplerden dolayı esnaf ve sanayici zor durumda. Her gün düşen satışlar, artan fiyatlar, yükselen faiz ve kurlar, enflasyon ticaret erbabının belini büktü. Ilımlı ekonomik ortamda düşük faiz teşviki ile alınan döviz cinsi krediler ödeme vadesi geldiğinde neredeyse iki katına çıktı.
Vergi borçları, Sosyal güvenlik kurumuna olan borçlar gibi devlete olan borçlar birçok esnaf tarafından uzun süredir ödenemiyor. Esnaf banka kredilerine mi yetişsin, işçi maaşlarını mı ödesin, işini çevirmek için gerekli olan dövize endeksli ithal hammaddeyi mi tedarik etsin yoksa bunları bir kenara bırakıp devlete olan sigorta ve vergi borçlarını mı ödesin şaşırmış durumda. Hal böyle iken bir süredir vergi dairesi ve sosyal güvenlik kurumu geçmişe dönük alacaklarını tahsil etmek için icra işlemi başlattı. Ticaret ile uğraşan gerçek ve tüzel kişilerin banka hesaplarına konulan blokeler, iş yerlerine haciz için gönderilen icra memurları esnafın ve sanayicinin bir kez daha belini büktü.
Zaten birçok sorun ile boğuşan, adeta suni teneffüs ve kalp masajı ile ayakta kalmaya çalışan insanlar yarın ne olacak endişesi taşıyor. Kaç gün daha işçi çıkarmadan dayanabilirim, ne kadar süre işler böyle giderse işyerimi kapatmak zorunda kalmam esnafın aklındaki en büyük soru.
Bu tür dönemlerde yapılması gereken en önemli iş esnafa teşvik ve destek vermek.
Kısacası bu dönemlerde ayakta kalmasını sağlamak. Zaten bu dönemlerde kimse olağan veya daha üzerinde kazanç beklentisi içerisinde değil. Günü kurtarsın, çalışanların maaşını ödesin, akşam evine ekmek götürebilsin, işletmesini kapatmadan ayakta tutabilsin yeter.
Esnaf, tüccar, sanayici bu durumda bir can suyu beklentisi içerisinde iken her güne yeni zamlarla, yeni vergilerle, yeni cezalarla uyanıyor. Vergi ödemedin icra, sgk ödemedin bloke, arabada sigara içtin ceza, oturdun kalktın vergi. Vatandaş bunalmış durumda ve bir çıkış yolu arıyor. Hele birde işyerlerine işçi taşıyan servisler meselesi var ki evlere şenlik.
Sırf belediyeye harç alacak bir kapı daha olsun diye servis araçlarına güzergâh uygunluk belgesi alması zorunluluğu getirildi. Belgesiz taşıma yapan araçlara yüklü cezalar veriliyor ve araçlar trafikten men ediliyor. Bu konu organize sanayi bölgesinde firmalar ve uygulayıcı kuruluşlar arasında tartışılırken bir sanayici bu çıkan yasalar ilk olarak hep Kayseri’ demi uygulanır, Diyarbakır’da Urfa’da Antep’te doğu illerinde veya başka illerde uygulanmaz mı diye sorduğunda yetkili! saydığınız illerde uygulanıyor mu bilmiyorum ama Gaziantep’te uygulanıyor diye geçiştirmişti soruyu.
Esnaf, tüccar, sanayici zor durumda iken, dağ gibi sorunlar ile boğuşurken, adeta yanarken lazım olan şey biraz su. Yangını söndürecek su. Ama itfaiye de gelir yangına su sıkması gerekirken oda yangına su yerine ateş ile giderse bu işin içinden çıkılmaz. Ara sıra çıkarılan teşvikler, krediler küçük ve orta ölçekli veya borçlu esnafa yaramıyor. Zira bu teşvik veya kredileri kullanabilmeniz için öncelikle devlete borcunuz olmaması gerekiyor.Ekonomiden sorumlu yetkililerimiz sorunlu dönemlerin artık geçtiğini, ekonomimizin büyüdüğünü, sıralamada on ülkeyi geride bıraktığımızı ifade ediyorlar. İnşallah durum böyledir fakat sanayide, ticarette, ekonomide bunun yansımalarını göremiyoruz.
Kayseri sanayisi büyük oranda mobilya endüstrisi üzerine kurulmuş. Sektör olarak yaz döneminde hareketlilik yaşayan ve yazın kazandığı para ile kış boyunca geçimini sağlayan bir sektör. Bu yıl yaz aylarının belirttiğimiz kriz dönemlerine denk gelmesi sebebi ile kış aylarını geçirebilecek gerekli birikimi yapamadı. Dolayısıyla
kış ayları için tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Buradan Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Esnaf Odaları gibi esnafın, tüccarın, sanayicinin sesi olması gereken, onları ve sorunlarını temsil noktasında en yetkili olan kurumlara seslenelim;itfaiye yakıyor bari siz su taşıyın. En azından esnafın sorunlarını dile getirerek çözüm üretilmesine katkıda bulunun.