8 Yaşında bir çocuk 19 gündür aranıyor ve bugün cesedine ulaşıldı. Diyarbakır’da yaşayan ve gördüğümüz kadarıyla hayat dolu bir çocuk. Onun hayatını birileri elinden aldı ve 19 gün sonra o masum canın cesedine ulaşıldı.
Bu cinayetin sebebi soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. Sebebi ister töre, ister aile problemleri, ister sapıklık veya sapkınlık her ne olursa olsun küçücük masum bir çocuk katledilmiş.
Dünya var olduğu günden beri çocuklar bir şekilde bu tür durumlara maruz kalarak hayatlarını kaybediyorlar. Kimi aile şiddeti, kimi adına töre denilen kurallar, kimi sapkın veya sapık kişiler tarafından taciz edilen veya öldürülen çocuklar.
Ama hiç bu dönemdeki kadar çoğalmamıştı. Kamuoyuna veya basına yansıyan yansımayan çok fazla olay gerçekleşiyor. Birçok emel için kaçırılan çocuklar, ya bir pisliğin içerisinde kaybolup gidiyorlar ya da hayatlarını kaybediyorlar.
Narin bir örnek ve ülke gündemine oturdu. Kimsenin haberi olmayan nice çoluk çocuk ya organ mafyasının elinde, ya uyuşturucu batağına çekilmiş, yada taciz veya tecavüz edilerek fuhuş bataklığına sürüklenmiş vaziyette.
Emniyet birimlerinin elinde bulunmuş veya hala bulunamamış ne kadar çocuk dosyası var bilmiyoruz. Bulunanlar için bu suçları işleyen canilere verilen cezaları görüyoruz. Kimi dosya ya bir kişinin üzerine yıkılmış, asıl suçlular ortada yok ya da suçlu cezayı aldıysa bile bir af yasası ile serbest kalmış. Bir suç artarak devam ediyorsa ceza caydırıcı değildir.
İkinci örneğimiz yine son birkaç gündür ülke gündeminde olan sosyal medya fenomenlerimiz. Fenomenlerimiz diyorum çünkü bu şahısların sosyal medya hesaplarında takipçi sayıları 7 milyonu aşmış. Az daha takipçi kazansalar cumhurbaşkanının takipçi sayısına ulaşacaklar.
Yaklaşık bir yıl önce milletin gözünün içine soka soka para harcayan, lüks ve şatafat içinde yaşayan ve etrafa para saçan aileye emniyet güçleri bir operasyon gerçekleştirdi.
Suçlamalar kara para aklama, vergi kaçırma, devleti dolandırma türünde suçlar. Devlet bu şahısların mallarına ve araçlarına el koydu. Hatta bu şahısların lüks araçlarını polis aracı yaparak taksim meydanında dolaştırdı.
Yani devlet bir nevi gücünü göstermiş oldu. Suç işleyen, vergi kaçıran, kara para aklayan, dolandırıcılık yapan kim varsa devletten büyük değildir dedi. Haksız yolla kazandığınız villanız, fabrikanız, arabanız ne varsa alırım, milletin emrine veririm mesajını verdi.
Yaklaşık bir yıl geçmeden bu şahıslar tahliye edildi ve sosyal medya paylaşımlarına kaldıkları yerden başladılar. Birkaç gündür bakıyorum millet feveran içinde. Bu kadar suç işle, bu kadar kısa sürede dışarı çık. Biz enayi miyiz? işimizde gücümüzde çalışıyoruz, vergi veriyoruz bunlar nasıl oluyor da bu kadar kısa sürede serbest kalıyorlar diye feryat ediyorlar.
Adalet bakanı açıklama yaptı; şu an için sadece tutukluluk halleri kalktı, yargılamaları devam ediyor ve ne ceza alacakları belli değil. Belki de fazla bir ceza alacaklar ve tekrar cezaevine dönecekler bilemeyiz. Belki de suçsuz bulunup malları, arabaları iade edilir onu da bilemeyiz.
Fakat bir durum var bu şahısların çektikleri cezalar toplum vicdanını mutmain etmemiş ki insanlar isyan ediyor verilen karara.
Yukarıdaki iki örneği vermemin bir sebebi var. Herhangi bir suçu işlemeyi göze alan kişi fayda – zarar ilişkisini gözetir. Gerçekleştireceğim suçun sonunda yakalanırsam alacağım ceza bu suçun faydasından dahamı fazla olacak dahamı az? Yani caydırıcılık var mı yok mu? Bütün mesele bu.
Adam öldüren, çocuk kaçıran, taciz eden, tecavüz eden, vergi kaçıran, dolandırıcılık yapan bilirse bu suçun sonunda hayatının kararacağını, uzun yıllar gün yüzü göremeyeceğini bu suçu işlemekten korkacak, vazgeçecektir.
Bu suçu işlesem de bir şey olmaz, adamını buluruz, iyi hal indirimi, yarın bir de af çıkarsa diye olaya bakan herkes suç işleyebilir.
Evet belki yarın Narin’i öldüren veya öldürenler bulunacak ve bir ceza alacaklar. Belki sosyal medya fenomenleri için mevcut yasalar en fazla bu kadar tutuklu kalmalarına müsaade ediyor. O zaman yasaları değiştirin. Yoksa bugün bir Narin katledilir, yarın başka fenomenler milleti dolandırır.
Hükümet edenler, hüküm verenler toplumda adaleti tesis etmezseniz toplumda ahlak kalmaz. Toplumda ahlak kalmayınca da devlet nizamı çöker. Toplum suçluya verilen cezalardan mutmain olmazsa ya kendi adalet sistemini kurar veya suç örgütleri onlara yardımcı olmak için adalet dağıtmaya başlar. Son günlerde her gün bir suç örgütü operasyonla çökertiliyor sonra yenileri ortaya çıkıyor.
Neden acaba?