Yaklaşan yerel seçimlerde malum olduğu üzere mevcut belediye başkanı Mustafa Çelik partisi tarafından tekrar aday gösterilmedi. Görev yaptığı süre boyunca hizmetlerini başarılı veya başarısız bulabilirsiniz. Şunu yapsa, şunları yapmasa iyi olurdu, görev süresi kısaydı daha ne yapabilirdi diyenler olabilir. Fakat benim açımdan büyükşehir belediyesinin bu şehre yaptığı en büyük hizmet kültür alanında iki güzel dergi çıkarmasıdır. Aylık olarak yayımlanan Şehir Kültür Sanat Dergisi ve dört ayda bir yayımlanan Düşünen Şehir Dergisi… Bu bakımdan en azından Mustafa Çelik bey dergiler, kitap fuarları, kültür hizmetleri ile hatırlanacaktır. Şehir Dergisi 25. Sayısını çıkardı. 26. sayısı da yolda.
Düşünen Şehir Dergisi’nin ise 8. sayısı okurları ile buluştu. Yayın hayatına başladıkları günden itibaren bu iki dergi siyasete bulaşmadan kültür, sanat, edebiyat, tarih alanında çok başarılı çalışmalara imza attılar. Bu iki dergi şehrin aynası, kimliği, kültürü, yaşanmışlığı, varlığı, entellektüelliği bir bakıma hazinesi oldular. Yıllardır Kayseri’de yaşayan insanların bile haberi olmayan nice kültür eserleri, pek az kişinin bildiği mekânlar, şehrimizin kültür birikimi yüksek insanları, hazineleri ve daha neler gün yüzüne çıkmadı ki? Bunlardan sonuncusu ise çok konuşulan bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış Sis Seyahatnamesi Şehir Dergisi aracılığı ile gün yüzüne çıktı ve okurları ile buluştu. Şehir Kültür Sanat Dergisi Zaman-Mekân bağlamında konuları ele alıp, geçmişle bugünü ve hatta geleceği terkib ederken Düşünen Şehir Dergisi daha kapsamlı bir edebiyat bir şehir dergisi havasında biraz daha kendine has bir okuyucu kitlesi oluşturan bir dergi olarak yerini aldı.
Başka şehirlerde yaşayan Kayseri’liler, hatta Kayseri’li olmayan insanlar bile dergiye abone olarak dergiyi takip ediyorlar yorumlarını sosyal medyada paylaşıyorlar. Ulusal çapta birçok köşe yazarı dergiyi köşelerine taşıyarak övgü ile bahsettiler. Dergi alanında ödüller de aldı. Bir şehrin reklamı bu kadar az masrafla başka türlü yapılamazdı. Eğer başta bir hata yapıp bu dergiye siyaset karışsa idi bugün bu başarıları konuşuyor olmazdık. Dergiler her ay kargo ile adresime geliyor fakat bazen kargoda gecikme olduğunda ya da başka bir sebeple ulaşamadığımda ise birkaç gün bekleyemeyip hemen belediyeye gidip dergiyi aldığım olmuştur. Dergiyi takip etmek isteyen birçok kişi de talep ederek ülkenin neresinde olursa olsun adresine kadar dergi kendisine ulaştırılıyor. Bu dergilerin sıkı takipçisi olanlar iki kelime ile çok karşılaşmışlardır. Tecelli ve Tezahür... Lise’de de öğretmenim olan Dursun Çiçek hocamın o zamanlardan kulağımıza astığı bu kavramları dergiler ve Erciyes ekseninde çok daha iyi anladığımı düşünüyorum.
Şehir, zaman ve mekân, tarih, hafıza, süreklilik, tecelli ve tezahür kavramları ile anlaşılabiliyor ancak. Derginin genel yayın yönetmenliğini yapan Dursun Çiçek hocamla birlikte elbette Yusuf Yerli, Salih Özgöncü ve yayın kurulundaki tüm arkadaşlar da bir ekip ruhunun, Kayseri’ye neler kazandıracağını bizlere somut olarak gösterdiler. Bir Kayseri hafızası oluşturdular. Bu dergiler Kayseri’nin tecellisi ve tezahürü, Kayseri’nin zenginliği ve başarısı oldu. Şehrin hafızası, kimliği, kültürü, aynası oldu. Bu dergiler vasıtası ile gerek Kayseri tarihi ile ve gerekse şehir tarihi ve kültürü ile ilgili yeni ilgilerimiz, yeni kitaplarımız, yeni meraklarımız, yeni kaygılarımız oluştu. Dergiler, kitaplar, kültür ve sanat insanın şehirde yaşadığının fark edildiği alanlardır. Nitekim Şehir dergilerinin bize öğrettiği en önemli unsur ise şehrin de bir insan olduğu bilincidir.