HDP resmi açıklamasını yaptı. “Aday çıkarmıyoruz Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz” dedi.
Görüşmelerinde ne aldılar, ne verdiler açıklanmadı ama Demirtaş’a özgürlük, Apo’ya özgürlük naraları atılmaya başlandı bile.
HDP bakanlık veya cumhurbaşkanı yardımcılığı istemiyor dediler, ama belli ki çok daha fazlasını istemiş.
Oyu yüzdeleri bulmayan partilere bakanlık ve başkan yardımcılığı verilirken, yüzde 10 civarı oyu olan partinin bir şey istememesi kimseye inandırıcı gelmedi.
CHP durumdan mutlu, etekleri zil çalıyor. Kandırdıkları masa üyelerinin önünden masayı alıp HDP’nin önüne koydular.
Bu saatten sonra ne Akşener, ne diğer başkanlar masadan kalkıyorum diyemez. Derse masayı oluşturan büyük akıldan okkalı bir tokat yerler.
Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin diyen; teröristi, PKK’lısı, FETÖ’cüsü, ulusalcısı, liberali kol kola halay çekiyorlar.
Ne kadar kaçak, kripto FETÖ militanı var davul zurna çalıyorlar.
Durumdan rahatsız olan var mı, elbette vardır.
İçinde biraz vatan sevgisi, biraz milliyetçilik duygusu olanlar bu kirli, kapalı ittifaktan rahatsız olacaktır.
Çarşamba günü İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu olan biten süreci, masayı, ittifakı adeta topa tuttu ve bir kesimin hislerine tercüman oldu.
“Kazanmak için bir oy kalsa, o oy çocuklarımızın katillerini methediyorsa kazanmaktan kaybetmeyi şeref biliriz” dedi.
“Yüzde yirmi beşi, yüzde yetmiş beşe dayattılar” dedi.
“Kazanmak için her yol mübah değildir” dedi.
“Terörün gölgesinin olduğu yerde biz olmayız” dedi.
Buna benzer masayı, adaylığı, kirli ittifakı yerden yere vuran açıklamaları 45 dakika sürdü.
Bu açıklamaları partisi adına değil, kendi adına yaptığını ifade etti ama partisinden de istifa etmeyerek tepkisini eksik bıraktı.
Aslında Ağıralioğlu, istifa etmeyerek lideri Akşener başta olmak üzere partisinin yönetim kadrosunda görev yapan büyük ülkücülere! bir açık kapı bıraktı. Gelin bu yanlıştan vazgeçin demek istedi.
Fakat o açıklama yapmadan 10 dakika önce geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış olan Müsavat Dervişoğlu YSK önünde Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ilan ediyor, yine geçmişte MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapmış olan Koray Aydın ise “Millet İttifakı’nın teknik direktörü Kılıçdaroğlu’dur” diye açıklama yapıyordu.
Sayın Koray Aydın teknik direktörü anladık ama maçın hakemliğini HDP’ye vermişsiniz haberiniz yok. Düdük onlarda istedikleri zaman penaltı verirler haberiniz olsun.
Dediğimiz gibi CHP durumdan gayet memnun görünüyor, liberal görünümlü Deva sessiz. Geçmişte bu tür icraatlarını bildiğimiz Davutoğlu’nun partisi sessiz. Milli görüş geleneğinden gelen Saadet yönetimi taban rahatsızlığının önüne geçmek için HDP sadece refah ve özgürlük istiyor mealinde açıklama yapıyor.
Vatandaş ve seçmen olarak size düşen bir şey var!
Kendisine milliyetçi ve ülkücü bir parti imajı veren İYİ Parti’nin adayları ve vekilleri başta olmak üzere bu kirli ittifakın içinde olan tüm adaylara ve partililere karşılaştığınız her yerde şu soruyu sorun;
Siz de Yavuz Ağıralioğlu gibi mi düşünüyorsunuz? Durumdan rahatsız mısınız, yoksa her yol mübah diyenlerden misiniz?
Terör ile, terörist ile, PKK’lısı, FETÖ’cüsü ile aynı safta olmak kanınıza dokunuyor mu yoksa bu durum da sizi rahatsız etmiyor mu ?
Bu soruları sorduğunuz adayların yüzlerine bir bakın soruyu sorduktan sonra. Acaba yüzlerinde bir utanç veya kızarma belirtileri görebilecek misiniz?