İnsanların dünyada yaşamaları için bütün kanunları Allah koyar, onun için itaat yalnız Allah’a ve koyduğu kanunlara teslim olunacaktır. İnsanların bu emirleri bir tarafa bırakarak, Allah’tan başkaları tarafından telkin edilen ve nefsin hoşuna giden heva ve heveslere uyulması Allah tarafından yasaklanmıştır. 98/ Beyyine 5. ‘ Halbuki onlara ancak, dini (dünyada yaşam tarzını) yalnız Allah’a has kılarak (Allah’ın koyduğu kanunlara uyarak) ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emir olunmuştu. Sağlam din (dünyada yaşam tarzı, hayatı) budur.’Allah’ın karşısına dikilen, ayaklanan, Allah’ın emirlerine karşı yeni hükümler icat eden her varlık, Allah’tan başkalarına uyanlar, ister bilerek, isteyerek itaat etsinler, isterse zorla, tehditle boyun eğsinler, (zulme karşı başkaldırı gerekir) uyulan ve itaat edilen şey Allah’a göre tağuttur, bu nesnenin insan olmasının, şeytan olmasının, hiç bir ehemmiyeti yoktur. 45/ Casiye 18. ‘ Bundan böyle, yönetim işinde bir şeriat (usul, hukuk) üzere yönetici kıldık, sen ona uy, bilmeyenlerin istek ve hevasına uyma.’
Allah, beşeri faaliyetleri, insanlar arasında cereyan eden bilumum muameleleri nizam ve intizam altına almak için çeşitli kanunlar ve ölçüler koymuştur. Allah’ın bu kanunlarına karşı gelme hakkı kimseye verilmemiştir. 5/ Maide 44. ‘ …Kim Allah’ın indirdiği hükümler (kanunlar) ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendisidir.’ 45. Ayet ‘ Zalimlerin ta kendisidir.’ 47. Ayet ‘ fasıkların ta kendisidir.’ 5/ Maide 50. ‘ Yoksa onlar İslam dışı cahiliye idaresini mi arıyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükümranlığı kanun koyuculuğu, Allah’tan daha güzel kim vardır.’ Savaş insanların severek ve zevk alarak yaptıkları bir şey değildir. Fıtratı ve ruh sağlığı bozulmamış kimseler, öldürmek, yakıp yıkmak ve acılar vermekten zevk almazlar ve bunlardan hoşlanmazlar. Ancak vücudu kurtarmak için kangren olmuş elin ve bacağın kesilmesi veya içerde kalmış bir çocuğu kurtarmak için kapının kırılması nasıl zaruri ise, savaşta toplumların hayatlarını kurtarmak için zaruri ve geride kalanların rahat yaşaması için bazı insanların hayatlarını feda etmesi de zaruridir.
Mesela din ve vicdan hürriyetini sağlamanın, zulmü ve fitneyi önlemenin, tecavüzlere son vermenin yolu bazen savaşlardan geçebilir. Savaşlardaki sırrı bazen biz bilemeyiz Allah onun sonunu daha iyi bilir.Allah’ın karara bağladığı ve Resulün tebliğ ettiği konularda, insanların ve bilhassa Müslüman’ların fikir ve mütalaa hakları yoktur. 33/ Ahzab 36. ‘ Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.’ 24/ Nur 51. ‘ Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resulüne davet edildiklerinde; Müminlerin sözü ancak işittik ve itaat ettik demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.’Beşeri hükümler yani hükümet şekli, devlet işleri hakiki hakim olan Allah’ın kanunlarına ve O’nun namına idareciler eliyle yürütülecektir. 4/Nisa 58.’ Allah size, emanetleri mutlaka ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitici ve her şeyi görücüdür.’ 4/ Nisa 59. ‘ Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Peygambere ve sizden olan ulül emre (yönetici ve idareciler) itaat edin.
Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve ahrete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Resulüne götürün (Onların talimatlarına göre halledin) bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.’İman, kuru bir söylemden ibaret değildir; gönülden bağlanmak, inanmak ve kabullenmektir. Hem Allah’a ve Resulüne inandım deyip, hem de koydukları kanunlara razı olmamak tipik bir münafıklık alametidir. Hani şöyle derler ya Şeriatın kestiği parmak acımaz denilmiştir. Acımaz çünkü müminin kalbinde o acıyı unutturacak kadar büyük bir imanı vardır. 38/ Sad 26.’ Ey Davud, Biz seni yer yüzünün bir yerinde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allahın yolundan saptırır. Doğrusu Allah’ın yolundan sapanlara hesap gününü unutanlara çetin bir azap vardır.’ İdareciler ve yöneticiler adaletli ve adil olmak zorundalar, kendi ve çevresi hesabına iş yapmayacak, zulüm uygulamayacak, iki yüzlü olmayacak, milletin birlik ve beraberliğini bozacak hiç mi hiç bir iş yapmayacaktır.
Millet, haksız, adaletsiz, zulüm ve hukuksuz bir yönetim yapan bir yöneticiyi derhal görevden alacaklardır, eğer görevden almazlarsa bütün günah ve vebal millete aittir ve hesabını Ahrette Allah’a verirler kendi kendilerini cehenneme hazırlamış olurlar ve sonucuna katlanmak durumunda kalırlar. Yeryüzünün neresinde olursa olsun bir idareci iktidarı elde ederse Allah’ın yeryüzündeki emanetçi yöneticisidir.