Kemal Yavuz

Allah'ın Takdiri Nedir Nasıl Oluşur?

Kemal Yavuz

Allah takdirini kulun yaptığı işe, amele göre oluşturur. Kul hür iradesiyle tercihini hayır yönünde yapar kullanırsa Allahın takdiri hayır yönünde oluşur. Kul hür iradesiyle tercihini şer, kötü yönde yapar kullanırsa o zamanda Allahın takdiri şer ve kötü yönde oluşur. Kul kendi hür iradesiyle isteyerek tercih ettiği ne ise, Allah’ta kulun istediğini takdir olarak yaratır ve kayıt altına aldırır ve ahrette delil olarak bu senin tercihindi bende yarattım kayıt altına aldım diyerek önüne koyacak. 2/Bakara 256 ‘Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu reddedip Allaha inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.’  13/Rad 27 ‘İnanmayanlar diyorlar ki, Resule Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dileyeni/isteyeni saptırır, dileyip isteyeni kendisine yöneleni de hidayete erdirir.’  Allahın dinde zorlama yoktur emrini göz ardı edenler sonra kalkıp, ne yapayım, Allahın takdiri böyle yazılmış diyorlar. Ayetlerden haberdar olmayanlar suçu Allaha atarak kurtulacaklarını zannediyorlar. Allah’ta kulun hür isteği ve tercihi ile ne yaparsa, bende yaratır delil olarak önüne koyar belgelerim diyor.  17/İsra 13 ‘Her insanın amelini/yaptığı işi kaderini kendi çabasına boynuna bağlı kıldık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkartırız.’   İsra 14 ‘Kitabını oku, bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.’  İsra ‘Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur. Kimde doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkar başkasının günah yükünü üstlenmez. Biz bir Resul göndermedikçe kimseye azap edecek değiliz.’  76/İnsan 3 ‘Şüphesiz biz insana doğru yolu, dini gösterdik. İster şükredici olur, ister nankör olur.’ Bu ve benzeri ayetleri anlamayıp yanlış adreslere giderek kurtulacaklarını zannetmişler ama kendilerini kandırmışlardır. Bu yanlış tercihleri insanları yaratılışına aykırı yollara götürmüş, kendilerine zulüm etmişlerdir. Allahın arı, duru, açık dini öğrenilip anlaşılmayınca, sonunda insanı, beşeri görüş olan nisan görüşleri ve usul kuralları, Allah emri gibi, yanılmaz, şaşmaz, her şeyi çözmüş olarak kabul edilmiş Allahın emri dokunulmaz sayılacağı yerine, insan görüşleri dokunulmaz kabul edilmiştir. Halbu ki, geçmişi sırf atalardan kaldığı için kutsallaştırmak Kurana uygun değildir. 31/Lokman 21 ‘İnsanlara Allahın indirdiğine Kurana uyun dendiğinde, hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola/dine uyarız derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor ise de mi?  43/Zuhruf 21 ‘Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar?’  Zuhruf 22 ‘Hayır sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Bizde atalarımızın izinden/eserlerinden devam edip gidiyoruz derler.’ Dini sahibi olan Allaha teslim ettiğimizde doğru ve güzel olur, insan uyduğu ve yaşadığı zaman ahretini kurtarır.  Yok Allahın emri/Kuranın yanına din koyucu çeşitli görüş sahipleri kabul edilirse bu ortak koşmak ve şirk olur. Şirk Allah yok demek değil, Allahın yetkilerini yarattığı kulları da yapar din koyar, kaybı bilir, birilerinin günahını affeder, ahrette kurtarır, kötülükleri yok eder gibi. İnsanoğlunun her devirde en ciddi sıkıntısı, Allahtan gelen kitaplara uymayıp, yerine insan görüşlerine uyup din edinmeleri ahretlerini kaybetmelerine sebep olmuştur. Onun bunun örflerini din diye, Allahın Kuranının yerine ve yanına konup ortak kabul edilemez.    

Yazarın Diğer Yazıları