Kemal Yavuz

ALLAHIN VE KURANIN İLK EMRİ OKUMAKTIR.

Kemal Yavuz

Müslüman’ın en kısa tariflerinden biri şudur, Allahın emirlerine kayıtsız şartsız, amasız, pazarlıksız teslim olup kabul edendir. Neden kitaplı bir milletin çocuğuyken, kitapsız birileri gibi düşünmede, yaşamada, duymada, davranmada, oturup kalkmada, yatmada, yeme içmede, ticarette, siyasette, sanatta, bilimde, sporda, müzikte ve bunlar gibilerde kendi kitabına uygun kültür oluşturup yapamamaktadır. Bunu önce yapabilmesi için, kendinin kitabı olan Kuranı anladığı dilden okuyup anlaması gerekir ki o anladıklarından kültürünü oluştursun.  Hani şöyle bir deyim var ya, karga kekliğin yürüyüşüne imrenmiş, kendi yürüyüşünü de kaybetmiş. Kuranın da belirttiği gibi, iki arada bir derede bocalayıp durmak, ne ötekilere, ne de berikilere yar olunmadığı gibi. 4/Nisa 143 ‘İman ile küfür arasında bocalayıp dururlar, onlar ne müminler tarafındadırlar, ne de kafirler tarafında, ne onlara, ne bunlara bağlanırlar. Allah, kimin sapıklığını onaylarsa artık onun için bir çıkış yolu bulamazsın.”  Allahın ilk gönderdiği emri olan oku ayetini, Müslümanlar anlayamamış gibi davranıp okumuyorlar. Sözde okuyorlar, ne dediğini anlamadan, anlamadığı kelimeleri sadece tekrar ediyorlar. Böyle öğretilmiş, halada bu kör inattan vazgeçilmiyor. Kuran sofrasının başına hiç oturmayıp uzaktan yermiş gibi yapanlar, Kuran sofrasının başına oturup yemeyi bilmedikleri için el uzatmayanlar. Bunların yanında Kuran sofrasından, nasipleri, bilgileri, gayretleri karşılığında ruhlarını ve akıllarını doyurmaya çalışanlarda var. Okumak yanlış anlaşılmış, okumak bir şeyin içeriğini, ne dediğini, ne yapılması gerektiğini anlamak, öğrenmek, öğrendiklerini de tatbikini yapıp uygulamaktır. 96/Alak 1 ‘Seni yaratan Rabbinin adına bu ayetleri oku ve duyur.”  Alak 2 ‘Allah insanı alaktan yarattı.” Alak 3 ‘ Duyur, çünkü senin Rabbin büyük lütuf ikram sahibidir.”Alak 4 ‘Allah insana kalemle yazma yeteneği verdi Alak 5 ‘Böylece insana bilmediklerini öğretmiştir.” Ağzını açan anlaşılmayı ister, kainattaki her sesin, her rengin, hatta her hareketin bir mesajı manası vardır. Peki ilahi emrin/sesin manası olmasın mı? Halbuki Kuran hayat kitabıdır, bu yüzden hayata inip muhatapları olan insanlığı, cehaletten bilgeliğe, karanlıklardan aydınlığa çıkartmak için gönderilip ve gelmiştir. Şöyle de bir laf uydurmuşlar, Kuran anlaşılmaz, ben anlamıyorum, ama yaşıyorum demek kendini kandırmaktır. Allah buyuruyor ki, anlaşılır olarak inmiştir ve anlaşılır, birileri kalkıp haşa, Allah’ı yalanlarcasına anlamam ve anlaşılmaz diyor. 4/Nisa 82 ‘Onlar Kuranı hiç derinlemesine düşünmüyorlar mı…?”   Kuran üzerinde hiç derinlemesine düşünmüyorlar mı? buyuran Allah Kuranı tefekkür eden bir topluma gönderen Allah sık, sık ne kadar da  azınız düşünüyor diye tabir caizse, Allah sitem ederek, Aklını kullanmayanları pisliğe terk edeceğini açıklıyor. 10/Yunus 100 ‘…Allah aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır.” Yine 54/Kamer 17,22,32,40 ayetleri ‘Ant olsun ki, biz bu Kuranı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı öğüt ve ibret alan?  6/Enam 98 ‘…Doğrusu biz, bu ayetleri kavrayabilen bir toplum için etraflıca açıkladık.” Allah bu ve benzeri diğer ayetlerde Kuran anlaşılır olarak gönderilmiştir buyururken, hayatında Kuranı eline hiç almamış veya anlamak için Kuranı okumamış, her Müslüman üzerine birinci sırada okunması gereken Kuranı okuyup anlamayanlar, başkalarının okuduğundan kendilerine sevap olacağını ummasınlar.      

Yazarın Diğer Yazıları