Kemal Yavuz

Bunca Nimete Karşılık, İnkara Gitmeseler

Kemal Yavuz

Ey insan, yirminci asrın tekniğine hayran olup, kendinden geçme. Bu tekniklere sebep olan insan beynidir. İnsan beynini yaratan Allah’ı inkar etme, senin beynini yaratan Allaha hayran ol ve Rabbine kulluk edip secde et. Yirminci asrın bulduğu teknik, yumurtayı yeteri kadar inceleyememiştir. Tavuğu, kekliği, çeşitli kuşları yaratıp onlara yumurta yapmasını öğreten,  kurbağaya yumurta yaptırmakta ve bunu yaratıp yaptıranın Allah olduğunu açıklamaktadır. 2/Bakara 164 “Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlar için faydalı olan şeylerle, gemilerin denizde yüzdürülmesinde, Allahın gökten su indirerek onunla her türlü canlıyı yaymasında, rüzgarları dilediği yöne estirmesinde ve gökyüzü ile yeryüzü arasında emre amade bulutları yönlendirmesinde, aklını kullanan bir topluluk için alınacak nice ayetler ibretlik deliller vardır.” 13/Rad 2 “Şu gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yükselten, sonra kainatı hükümranlığı altına alan, bu çerçevede yörüngelerinde belirli bir süreye kadar akıp gidecek olan ayı ve güneşi bir yasayla emrinize amade kılan ve varlığı yerli yerince yöneten Allah’tır. Rabbinizle buluşmaya şeksiz şüphesiz inanasınız diye ayetlerini ayrıntılı olarak açıklamaktadır.” Rad 3 “Yine Allah, yeryüzünü yayıp döşeyen, orada sağlam ve sabit dağlar dikip, vadilerde nice nehirler akıtan, her üründen erkekli dişili çiftler var eden ve gündüzü gece ile bürüyüp örtendir. İşte bütün bunlarda, derinliğine düşünen bir toplum için nice deliller vardır.” Mesela su, buz tutunca genişlemeyip, daralsa idi o zaman buzun yoğunluğu sudan fazla olurdu. Buzlar dibe iner, denizler, göller hatta nehirler buz yatağı kesilirdi. Ve hayat biterdi. Her cisim ısı kaybederken küçülür, su, buz haline gelince genişler. Bu kendiliğinden olmuş ve tesadüfün eseri değil hayatı yoktan var eden, bütün kainatı, bilgisi, koyduğu kanunu/yasası ile yöneten ve bütün canlıların koruyucusu ve hayatlarını devam ettiren hakimler hakimi Allah’tır. En büyük yaratıcı ve ressam insanlardaki ve çiçeklerdeki, mantarlardaki deseni veren en güzel ve uygun renkleri bir araya getiren ve güzellerin güzelini yaratıp yapan eserlerini tabiat denen sergisinde sergileyip ibret için gösteren Allah’tır. Yarattığı kainatı hükmü altında tutup her şeyi ilmiyle yapıp yaratan ustalar ustası Allaha hamt edip şükretmemiz gerekmektedir. 30/Rum 48 “Allah odur ki, rüzgarları bir elçi gibi göndererek bulutları harekete geçirir. Sonra o bulutları gökte istediği gibi yayar ve parça, parça eder. Derken sen bu bulutların aralarından yağmurun boşaldığını görürsün. Allah kullarından dilediğinin topraklarına bu yağmuru indirdiği zaman onlar nasıl da sevinirler.” Rum 49 “Halbuki onlar yağmur yağmadan önce tam bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde idiler.” Rum 50 “Öyleyse Allahın yağdırdığı yağmurun yaptığı işlere bir bak. Allah ölü toprağı nasıl da canlandırıyor. Hiç şüphesiz Allah ölüleri de böyle diriltecektir. Çünkü Allah her şeye ölçü koyandır.”  Rum 51 “Ama eğer biz kavurucu bir rüzgar göndersek de onlarda ekinlerinin sararıp solduğunu görseler onun ardından hemen nankörlük etmeye koyulurlar.” Canlılar kendiliğinden çevreye uyamaz. Fakat canlıları yaratan Allah gereken uyumu da yaratıp şükür ki vermiştir. Her canlı ve hayvan, sanki tabiat kitabının bir sayfasıdır. Her kitabın bir yazarı olduğuna göre kainatın ve tabiatın yazarı da Allah’tır. Tabiat bir kitaptır, katip olamaz ve kendini yazamaz.

Yazarın Diğer Yazıları