Kuran, insanlığa doğru yolu göstermek için gönderilmiş bir kitaptır. Kuran, kendisine yabancılaşan insanı, Kuranla bilinçli, barışık ve tanışık kılmak için gönderilmiştir. İnsanın kendisinin iç dünyasını imha ettiği için, Kuran o insanın iç dünyasını yeniden düzelteceğini, aklını, kişiliğini, tasavvurunu doğru ölçüp, tartsın ve kendisine gelsin diye gönderilmiştir. Adam düşünüp aklını çalıştırmıyor, yanlış yola gittiğinin bile farkında değil, bu adama, Kuran, pisliğe mahkum olduğunu söyleyip, hatırlatıyor. Fakat o insan kendisinin temiz olduğunu zannediyor. Aslında pisin ve temizin anlamlarını/kavramlarını Kurandan öğrenmemiş. Adam hile, desise, vurgun, soygun, hortumlama, kamu hakkı, ihaleye fesat karıştırma, sattığı malı ne kadar fazlaya satarsa onu kar zanneden, bu haksızlıklara da, haram demesi gerekirken? Başarı adını verip, kazandım ya, sen ona bak, helal ne demek diyerek tam şeytanın bak, gör dediği yerden baktığı için, dalalete ve bataklığa saplandığını göremiyor ve Allahın bak, gör dediği yerden bakamıyor. 2/Bakara 16 “İşte onlar, hidayete karşılık dalaleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.” 2/Bakara 175 “Onlar doğru yolu bırakıp sapıklığı, bağışlanmayı bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Ateşe ne kadarda dayanıklılarmış.” Bu ve benzeri ayetlerden habersiz olarak, yaşayıp sonrada her türlü yaptığı haksızlıklara rağmen, doğru yolda olduğunu düşünüp iddia ediyor, sonrada Allahın kendilerini destekliyor diye reklamını yapıyorlar. Eğer kendileri doğru yolda olmasalardı, kendilerine bu kadar nimeti vermezdi. Böyle düşünenlere göre kim yoksul ve zayıfsa o Allahın desteğinden uzaktı. Kim de varsıl ve güçlüyse o Allahın desteğini kazanmıştı. Halbu ki, dünyada güçlü ve zengin olmak, Allah tarafından sevilmek ve desteklenmek, güçsüz ve zayıf olmak, Allaha uzak olmak anlamına gelmiyordu. 23/Müminun 55,56 “Kendilerine servet ve evlat vermekle, onların iyilikleri için çırpındığımızı mı sanıyorlar? Kesinlikle hayır, fakat onlar bunun farkında değiller.” 10/Yunus 7 “Bizimle karşılaşmayı hesaba katmayan ve geçici dünya hayatından memnun olup onunla tatmin olanlar ve ayetlerimizden gafil/duyarsız olanlar var ya.” Yunus 8 “İşte onların kazandıklarının karşılığı olarak barınakları ateştir.” Böyle bir zihniyette olan insanın kendi iç dünyasında inanmadığı halde inandım diyerek hem Allah’ı hem de inananları aldatacağını düşünmektedir. Ne yaparsa yapsın, bozguncu tavır ve davranışları ele vermektedir. Bulunduğunuz yeri fesada verip bozgunculuk çıkartmayın uyarısı yapılınca, hemen savunmaya geçerek bizde ıslahat yapıp düzeltiyoruz derler. 2/Bakara 11 “Onlara yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, denildiğinde bizler sadece düzelticiyiz derler.” Burada düşünce tarzının şifreleri çözülen ve maskeleri bir, bir indirilen münafık kişiliğin tüm bu münafıkça davranışlarının temelinde yatan yanlış kar-zarar tasarrufu ele alınmaktadır. Ölçüp tartmış, fakat yanlış ölçüp tarttığı için elması verip karşılığında cam almış, yada cama elması fiyata ödemiştir. Eşyanın özüne değil sadece kabuğuna takıldığı için, çamsakızıyla balı karıştırmıştır. Sonrada kalkıp güya kar ettiğini sanıyor. Müslüman’ım, inandım demek kolay, fakat tasavvurumuzu, aklımızı, şahsiyetimizi Müslüman ve mümin etmek çok zordur. Bunu da yapmadan adam gibi Müslüman olmak mümkün değildir. O halde Kurana göre inanalım.