İnsan hiçbir zaman bitki veya hayvan olamaz. İnsan varlığının gerektirdiği onur burcuna oturarak yani (ahseni takvim) en güzel yaratılış, Allah’a en yakın noktada bulunur yahut ta taşıdığı emanetlere hıyanet ederek aşağıların en aşağısına yani (esfele sefilin) e sürüklenir. İnsan bunları kendi hür iradesiyle yapacak bir varlık olarak yaratılmıştır, insan hür iradesiyle bu kabiliyetleri ya güzele Allah’a kulluğa, sonucu cennet, ya da aşağıların en aşağısına kötülüğe cehenneme gitme şartını kendisi oluşturur ve hayvanlardan aşağı dereceye düşer. Yaratılışta esas olan serbestlik ve günah işlememektir, ama insan önüne konan bu düzeni kendi iradesiyle bozuyor ve günah denen sürçme, sapma ihmal ve sonunda ısrarı neticesinde sapıtma ve şirki oluşturur. İnsan gelişmesi ve güzeli yapması gerekirken, hayatını kendi hür ve serbest iradesiyle kötülüğün ve sonucu cehennemin hazırlatıcısı olmaktadır.
Bu konularla ilgili ayetlere bir bakâlim. 7/ Araf 179. “Ant olsun Biz cinler ve insanlardan birçoğunu (kendi tercihleri sonucu) cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır ama onunla kavramazlar, gözleri vardır onunla gerçeği göremezler, kulakları vardır ama onunla iyilikleri işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” 25/ Furkan 44. “Yoksa sen onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceklerini mi sanıyorsun? Hayır onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar, çünkü sürü içgüdüsüyle hareket edip davranırlar.” Ayette hayvanların kötülendiği sanılmasın onlar dünyanın dengesi için olmazsa olmazlarıdır. Hayvanlar hissiyatları ile hareket ederler, onların hareketlerinin sonucu kendilerine verilen kabiliyet sonucudur. Hayvanlara ilahi vahiy gelmemiştir, ilahi vahiy insanlara ve cinlere yani iradeli olan varlıklara gelmiştir. Bunun sonucunda insanlar ve cinler ilahi tebliğe uymayıp sadece duyumlara veya hissiyatlarına göre hareket etmelerinden hayvanlara benzetilmiş ve onlardan aşağı denilmiştir. Yani fıtratını bozarak iyiden kötüye yönelmek, davranışlarında ahlak ve değer kaygısı taşımamaktır. 95/ Tin 4. “Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmışızdır.” Allah insanı yaratılışta en iyi yaratmıştır, fakat en iyi bozulunca da en kötü olmuştur. Eğer kendisine verilen melekelerini doğruya kullanırsa melekleri geçer, eğer yanlış kullanırsa Allah’la ayaklaşacak kadarda aşağıların aşağısına da düşer. Erdemli, dürüst ve sorumlu davranıp yükselip tekamül yoluna yolculuk yapar.
Din dilinde günah, sürçme, sapma ihmal, ısrarında şirktir, bunlar insanın tekamül yükseliş yürüyüşünü aksatan insan hayatını mutsuzluğa, kaosa ve sonucunda cehenneme götüren yapılan işler ve amellerdir. Mesela şu ayetler gibi, 30/ Rum 41. “İnsanların bizzat kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, Allah, yaptıkları kötülük sonucu bir kısmını dünyada iken onlara tattıracaktır, umulur ki kötü yoldan dönerler.” 42/ Şura 30. “Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir, üstelik Allah çoğunu da affeder.” Ayetlerde, kötü fiillere ibret olsun diye dünyada iken verilen cezanın bir kısmını denemektedir ve asıl cezanın ise ahrette olacağı belirtilmektedir. Zaten eğer, Allah yapılan kötülüklerin cezasını hemen verseydi o zaman düzen bozulurdu. Mesela, 35/ Fatır 45. “Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları hemen cezalandırsaydı yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor, vakitleri gelince gerekeni yapacaktır. Kuşkusuz Allah, kullarını her daim görüp gözetmektedir.”