Kemal Yavuz

İnsanın Yaşadığı Dünyadaki Çevresi

Kemal Yavuz

İçinde yaşadığımız dünya, bizim, yani insanlık için ne ifade ediyor, Hayatımızı sürdürmemiz için bizlere neler sunmaktadır. Allah’ın hayatımızı devam ettirebilmemiz için bize sunduğu dünya ile çevre ile ilişkimiz nasıl olmalı, gelişi güzel, keyfimize göre hoyratça mı kullanmalıyız, yoksa sahip çıkıp temiz olarak kullanıp sahip mi çıkâlim? Allah dünyayı nasıl yarattığını, dünyanın nasıl oluştuğunu Kur’an’da bizlere haber vermektedir. Ayete bakâlim, 21/ Enbiya 30. “İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken Bizim, onları birbirinden koparttığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi?”

Tabiat ilimlerindeki gelişmeler, bu ayetin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuş ve olmaktadır. Gün geçtikçe bazı ilim adamları uzaydaki cisimler, vaktiyle bir gaz kütlesi halinde idi, zamanla bu gaz kütlesinden küreler halinde parçalar kopmuş ve uzay boşluğuna fırlamıştır. Aynı şekilde, dünyamızda, bir gaz kütlesi olan güneşten kopmuş ve zaman içinde soğuyarak kabuk bağlamıştır. Bu arada, dünyamızdan yükselen gazlar ve buharlar, yoğunlaşarak yağmur şeklinde tekrar dünyaya dökülmüş ve böylece denizler ve okyanuslar meydana gelmiş, suda yosunlaşma ile başlayan canlılar, ilahi kanunlara göre gelişmiştir deniliyor. Allah en güzel canlı türü olarak ta yine içinde suyun bulunduğu özel bir çamurdan insanı yaratmıştır. Ayete göre yer ile gök başlangıçta bitişikmiş ki, Allah bunu ayette açıklıyor.

21/ Enbiya 31. “Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş, geniş yollar açtık, ta ki maksatlarına ulaşsınlar.” 21/ Enbiya 32. “Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan gibi yaptık. Onlar ise, gökyüzünün ayetlerinden yüz çevirirler.” 21/ Enbiya 33. “Allah, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı, yıldızları yaratandır, her biri bir yörüngede yüzmektedirler.” Yine,  2/Bakara 22. “O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de kubbemsi bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size besin olsun diye yerden çeşitli ürünler çıkarttı, artık bunu bile, bile Allah’a şirk koşmayın.”  20/ Taha 53. “Allah, yeri size beşik yapan ve onda size yollar açan, gökten de su indirendir. Onunla, Biz çeşitli bitkilerden çiftler yaratıp çıkarttık.” Ayete göre, su bütün yaratıkların kökenini oluşturmaktadır, insanın ve bitkiler de canlı olduğundan, onlar da suyun toprakla buluşmasından oluyor.

Çevre bilinci bakımından, insan beşiğini kırıp dağıtmaz, yattığı yatağını temiz tutar ve kirletmez. Eğer bir insan, önemli bir hastalığı yoksa döşeğini yani oturup kalktığı yeri kirletmez, eğer kirletiyorsa o insan normal değildir hastadır. Normal olmayan insan ya bilinçsizdir veya ruh hastasıdır, çünkü yeryüzü yaşanılan yer sadece kendisine ait değildir, bütün insanlığın yaşadığı yerdir. Onun için başkaları ile paylaşılan yerleri kirletmemeli ve doğal dengeyi bozmamalıdır, çünkü kamunun ve kulların hakkı olduğunu unutmamalıdır, başkalarının hakkına tecavüz ettiğini bilmelidir. 

51/ Zariyat 47. “Göğü kendi ellerimizle Biz kurduk ve Biz elbette genişleticiyiz.” Galaksilerin ve bir galakside bulunan yıldızların devamlı birbirinden uzaklaşmasını ifade eden genişleme teorisine işaret vardır.  
51/ Zariyat 48. “Yeri de döşedik, bak ne güzel döşeyiciyiz.”  

51 /Zariyat 49. “Her şeyden de çift, çift yarattık ki, düşünüp öğüt alırsınız.” İnsanların yaptığı eserleri nasıl koruyorsak, Allah’ın insanlar için emanet ettiği dünyayı ve doğal dengeyi de korumakla görevli olduğumuzu bilelim. 2/ Bakara 29. “Allah, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra kendine has bir şekilde Sema’ya yöneldi, onu yedi kat olarak yaptırıp düzenledi ve tanzim etti. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” 9/ Tövbe 116. ” Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah’ındır, Allah diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’ın yanında ne bir evliya (dost) ne de bir yardımcı vardır.” 

17/ İsra 44. “Yedi kat gök, yedi kat yer ve bunlarda bulunan herkes Allah’ı Tesbih eder, Allah’a övgü ile itaat etmeyen hiç bir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbih’ini yani itaatini anlamazsınız, Allah hâlimdir, bağışlayıcıdır.” Yer yüzünde cansız ve hareketsiz olduğu sanılan varlıklarda dâhil olmak üzere, bütün eşya atomlardan meydana gelmiştir. İşte atom çekirdeklerinin etrafındaki elektronlar, sürekli ve muntazam bir şekilde çekirdeğin etrafında dönmektedirler ki, onların bu dönüşleri, ilahi kanuna, en ufak bir sapma olmadan boyun eğmeleri, Allah tarafından Kur’an’da tesbih olarak açıklanmıştır. 27/ Neml 88. “Sen dağları görürsün de, onları yerinde durur sanırsın, hâlbuki dağlar, bulutların yürümesi gibi yürümektedirler. Bu her şeyi sapa sağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır.” Allah bu ayette, dünyanın sabit olmayıp, hareket halinde olduğuna işaret etmektedir. Dağların hareket etmesi demek, onların da üzerinde bulunduğu arzın yerin hareket etmesi demektir.

Yazarın Diğer Yazıları