Her Resul tevhit dini ile gelmiş fakat Resullere inananların ölçüsüzlüğü sonucu tevhit dinine bulaştırılan şirk yüzünden tevhit inancı bozulmuştur. İnsanların yanlışlarla doldurulan inanç, ibadet çeşitlerini Allahın gönderdiği ve Resulün tebliğ ettiği Kuran ile düzeltmek fitne değil doğruluktur. İnsanların eğrilerden doğrulara yönlendirilmesini sağlamak, eğer fitne olsaydı haşa Resuller fitnecilerin başı sayılırdı. Halbuki fitne yanlışlık, eğrilik, doru yoldan, doğru dinden sapmak anlamlarına gelmektedir. Bundan dolayı eğrileri belirtmek, doğru dine, yola teşvik etmek fitne değildir.
29/Ankebut 2 “İnsanlar imtihandan geçirilmeden, sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar.” Kıldığımız her namazlarda, her rekatlarında okuduğumuz Fatiha suresinde “Yalnız senden yardım diler ve bekleriz.”
Ayetini okumamıza rağmen, Allahın dışında, şeyhlerden, yatırlardan, uydurulan veli evliyalardan, ölmüş veya hayatta olan birçok yaratılmış nesne ve varlıklardan yardım ve medet bekleniyor7/Araf 194 “Şüphesiz ki, Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız sizler gibi yaratılmış kullardır. Eğer onların size yardım edeceğine dair iddianızda doğruysanız, haydi çağırında cevap versinler.” Allahın dışındaki yaratmış olduğu pek çok varlıklar Allah’ı sever gibi seviliyor ve güveniliyor. 2/Bakara 165 “İnsanlardan kimisi de vardır ki, Allah ile aralarına yaratılmış birilerini koyup bu kişileri Allaha denk tutarlar ve Allah’ı sever gibi onları severler yardım beklerler..” Bu ayetler yok sayılıp, kulak ardı ediliyor ve sonrada biz iman ettik denilip kurtulacağız zannediliyor.
75/Kıyamet 36 “İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor.” Yine, 28/Kasas 88 “Allah ile birlikte başka bir hüküm koyucu edinip yalvarma. Allahtan başka ilah yoktur. Allahtan başka her şey yok olacaktır ve dinde hüküm koymak sadece Allaha aittir ve siz ancak Allaha hesap vermek için döndürüleceksiniz.” Allah dinde hüküm koymak sadece bana aittir buyururken, bazıları Allahın din koyma yetkisine, mezhep, tarikat, cemaat, alim ulema gibi yaratılmış kulları Allahın yanında din koyucu kabul etmekte ve Allahın dinine hüküm koyucu olarak ortak etmektedirler.
Mezheplerin, görüşleri anlamından saptırılarak, dine ortak edilmişler, falan mezhebin görüşüne göre dinde bu şöyle denmektedir. Şu bilinmelidir ki, mezhep görüşleri, tarikat, alim görüşleri din değildir. Onlar dinde olan emirleri sadece Kurandaki ayetlerle duyururlar, dine ilave bir görüş belirtemezler 31/Lokman 33 “Ey insanlar, Rabbinize karşı gelmekte sakının ve ne babanın evladına, ne de evladın babasına herhangi bir fayda sağlayamayacağı o günden sakının. Bilesiniz ki, Allahın vadi mutlaka gerçekleşecektir. O halde şu geçici dünya hayatı sizi aldatmasın. Bir de çok aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasınlar.” Onlar normal insanlar değil demek doğru değildir Resulümüze bile böyle bir kurtarıcılık verilmemiştir. 9/Tövbe 80 “Onların affedilmesi için ister istiğfar bağışlanma dile, ister dileme fark etmez. Onlar için yetmiş defa bile bağışlanma dilesen Allah onları yine de bağışlamayacaktır..” Şefaat edecek diyenlere de cevap vardır. 39/Zümer 43 “Yoksa onlar Allah ile aralarına birilerini koyup birtakım şefaatçiler mi ediniyor lar?
De ki: Peki, onlar hiçbir şeye sahip değillerse de mi? Zümer 44 “De ki: iyi bilin ki, şefaat tamamıyla sadece Allaha aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı sadece Allaha aittir. Hepiniz hesap vermek üzere Allaha döndürüleceksiniz.” Şefaat parça değil tümüyle yalnız Allahındır.
