Reform, esas yapısı bozulup yozlaştırılmış, yani deformasyona uğramış kavram veya kurumların düzeltilmesi için yapılan müdahaledir. İslam insanlığa, Allah tarafından melek Cebrail vasıtasıyla, Resulümüz Muhammed’in, eksiksiz ve fazlasız Allahtan geldiği şekliyle tebliğ ettiği Kuranın içindeki tüm ayetlerdir. Kuran ilk günkü gibi tazeliğini ve dokunulmazlığı nı bu günde korumuş ve kıyamete kadarda devam edecektir. Reform kelimesinin, İslam dini açısından olumlu ve savunulacak hiçbir anlamı yoktur. Bizim dinimiz İslam eskimez, pörsümez, aşınmaz ve her daim yenidir. Allah koruması altına almış ve hiçbir değişme olmamıştır ve kıyamete kadarda olmayacaktır.
15/Hicr 9 “Kuranı kesinlikle biz indirdik elbette Kuranı yine biz koruyacağız.” Kıyamete kadar aslını muhafaza edecektir. Ve dinimiz Kuran tamamlanmış ve eksiği yoktur ki reform edilsin. 5/Maide 3 “..Bu gün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim..”
6/Enam 115 “Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. Allahın ve Resulümüzün tebliğ ettiği Kuranı değiştirecek hiç kimsede yoktur. Allah işiten ve bilendir.” Çeşitli yazılarda ve sosyal medyada, Kuranı sadece Arapçasını okuyup kelimelerini tekrar edip okudum zanneden, anlamlarını hazmedemeyip, hayatlarında uygulayamayan ve hurafeci şarlatanların peşine takılıp, Allahın tamamlanmış arı, duru, sade dinini bozup, kendi veya başkalarının uydurma sözlerini din diye anlatanlar bunun farkında değiller. Allah bunlar ın cevabını Kuranda açıklıyor.
39/Zümer 3 “Dikkat et, halis, bozulmamış içine yaratılan insan sözü karışmamış arı, duru sade din yalnız Allahın’dır...” Allahın gönderdiği sade, arı duru dini Kurandan konulara göre ayetlerle anlatanlara, iftira edip reformcu diyenler, kendi kattıkları, mezheplerin, tarikatların, alim ulemanın sözlerini dine ilave edenler esas reformcu iftiracı olduklarını unutmaktadırlar. Yavuz hırsızın ev sahibini suçladığı gibi, Allaha gereği gibi teslim olamamış, gönderdiği Kuranı anlamaktan uzaklaşmış, ayetlerin uyarılarına kulak tıkamışlar, sonrada dönüp, Kuran kaynaklı iman erlerini reformculukla suçlamaya kalkışmaktadırlar. Kendi mezhep, tarikat, cemaat fikirlerini, Allahın, Kuranı ve tebliğ eden Resulümüzün önüne geçirmişler.
49/Hucurat 1 “Ey iman edenler Allahın ve Resulü Muhammed’in tebliğ ettiği Kuranın önüne sözlerle geçmeyin.” Kuranla yetinmeyen zavallılar iftirada çok hız almışlar ve devam etmekteler. 29/Ankebut 51 “Kendilerine okunmakta olan Kuranı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için Kuranda rahmet ve ibret vardır.” Kuran 6/Enam 159 “Dinlerini parça, parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allaha kalmıştır. Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.”
Yine, 30/Rum 32 “Dinlerini parçalayan ve bölük, bölük olanlardan olmayın. Bunlardan her fırka kendilerinde olan bilgi ile böbürlenip övünürler.” Allaha ve Resulümüzün tebliğ ettiği, Kurana sırt çevirip, sonrada İslam’ı Kurandan anlatanlara iftira edenler Allaha din öğretmeye kalkışmaktadırlar.
49/Hucurat 16 “De ki: Siz dinini ve dininizi Allaha mı öğretiyorsunuz? Allah göklerde, yerde olanları ve her şeyi hakkıyla bilendir.” Öğrendikleri yanlış din zübürleri ile yetinenlere Allah cevap veriyor.
43/Zuhruf 5 “Siz haddinizi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kuranla uyarmaktan vaz mı geçelim? Alın Allahın Kurandan delilleri işte, yetiniyorsanız?