İlim adamları ne zaman yeni bir alet icat etseler, tabiatta en güzellinin yapılmış olduğunu sanmaktalar. Sırlar ile dolu bu harikalar dünyasını düşündüğümüzde Allahın yoktan var ettiği nice kuşlar, böcekler, hayvanlar ve bitkiler sanki bize çağrı yapıyorlar gelin bizi inceleyin ve bizden yararlanarak çeşitli icatlar elde edin diye. İnsanlar eserden çok eseri yoktan yaratanı bilmeli, yani yaratanın Allah olduğunu anlayıp, vasıflarını ve sıfatlarını eserlerde görüp şükredip teslim olmalıdır. 7/Araf 54 “Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri altı aşamada yaratmış, sonra yarattığı her şeyi emrine boyun eğdirip hükümdarlığını kurmuştur.
Allah’tır, sürekli kendisini takip eden, gündüzü geceyle örten, güneşi, ayı ve yıldızları da emrine amade kılan. Dikkat edin, yaratma idare ve emir yalnızca Allaha aittir. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yüce bir bereket kaynağıdır.” 41/Fussilet 9 “De ki: gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkar edip Allaha ortaklar mı koşuyorsunuz? Allah alemlerin Rabbidir.” Fussilet 10 “Allah yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yaratıp, dört mevsimde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar yarattı.” Fussilet 11 “Sonra duman halindeki göğe yöneldi, göğe ve yerküreye, isteyerek veya istemeyerek gelin teslim olun dedi. İkisi de isteyerek gelip teslim oldular.” İnsan, güve, kurbağa ve bunun gibi canlılardaki bu biyolojik aletler, aslında birer elektrik sistemleridir. Canlılara dış dünyasıyla irtibat sağlayan bu duyu organları birer güç çeviricidir. Tıpkı bir mikrofon, televizyon kamerası veya pikap kolunun ses, ışık enerjisini, başka bir enerjiye çevirmesi gibi, insanların tabiattaki bu teknik ve sanattan faydalanmaları gerekir.
Allahın yarattığı canlılardan faydalanarak teknikte, fende yeni icatlar yapılıp, birçok acil problemler çözülebilir. Tabiattan faydalanma sadece maddi yönden olmamalı. İnsanın manevi yönü de kuvvetlendirilmelidir. Hayvanlar bunun gibi harika aletlerin farkında değillerdir. Belki de onları fark eden biz insanlar içindir. Onları yoktan yaratıp var eden Allah’ı anlamak içindir. 11/Hud 7 “Gökleri ve yeri altı evrede/aşamada yaratan Allah’tır. Allah hanginizin daha güzel amel yapacak diye, sizi sınamak için hükümranlığının en büyük göstergesi olan hayatı, su ile başlatmıştır. Eğer onla- ra öldükten sonra kesinlikle yeniden diriltileceksiniz diye söylesen o gerçeği örtbas eden inanmayanlar, bu apaçık sihirden/aldatmacadan başka bir şey değildir derler.” İnsana hava lazım, tüpte değil, atmosfer halinde lazım. İnsanı yaratan, havayı yaratmıştır. Havayı atmosfer haline getiren Allah çocuğa da tonlarca yük çekme gücü vermiş.
Anne karnında iken havanın yüküne alıştığımızdan, yani yaratıcımız Allah böyle bir nizam kurduğundan ağırlığı hissetmiyoruz bile. Aynı şekilde dünyanın da döndüğünün de farkında değiliz. 32/Secde 4 “Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunan her şeyi altı evrede/aşamada yaratan, sonrada koyduğu yasalarla onlar üzerinde egemen olan Allah’tır. Sizi Allahtan başka ne bir koruyucu veliniz, nede Allahtan başka bir şefaatçiniz vardır. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” Dahası var yeşil bitkiler oksijen çıkartırmış, herhalde biz insanlara acımışlar, bu adamlar ısınmak için odun kömür, yaktıkları yetmiyormuş gibi bir de naylon torbalar ve naylon eşyalar yakıyorlar, iyisi mi medeniyet hayranlarına biraz yardım edelim ve kirli havalarını yıkayalım da temiz hava alsınlar demişler. Öyle mi? Bunu ayarlayıp yaratan Allah yapmıştır.