Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bununla birlikte birde köle azat etmesi gerekir. Bunları bulamayan kimsenin Allah tarafından tövbesinin kabulü için İKİ AY (61 GÜN) peş peşe, aralıksız oruç tutması lazımdır. Allah her şeyi bilen ve hikmet sahibidir.” İşte birinci ayette geçen 61 gün olayı, orucun bozulmasıyla bir alakası yoktur. İkinci ayette ZIHAR la ilgilidir, yani Araplar da bir çeşit yemindir. Araplar ayrılmak istedikleri hanımlarından, sen bana anamın sırtı gibisin der ve onlardan ayrılırlardı. Ayrılınca da artık o kadın başka biriyle evlenemez ve muhtaç bir halde terk edilirdi. Allah böyle bir yeminin, geleneğin yanlış olduğunu, böyle bir sözle kadının, kocasının anası olamayacağını Mücadele suresi 2, 3. 4. Ayette açıklar. Zıhar yapıp, sonrada tekrar hanımıyla birleşmek isteyenlerin ara vermeden 61. Gün oruç tutacakları Mücadele suresinde şöyle anlatılır.
58/ Mücadele 2.” İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici ve bağışlayıcıdır.” 58/ Mücadele 3.” Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin hanımlarıyla cinsi temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.” İşte 61. Gün aralıksız oruç tutmak ikinci olarak bu ayette yaptığı sözden dolayıdır. 58/ Mücadele 4.” Köle azat edemeyen kimse hanımıyla cinsi temas etmeden önce arka, arkaya iki ay (61. Gün) oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu hafifletme Allah’a ve Resulüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah’ın koyduğu hükümlerdir…” Kur’an da geçen iki ay oruç tutmak bu şekildedir. Bunun orucu bozmakla ne alakası vardır? Allah, orucun kasten bozulmasının iki ay kesintisiz oruç tutma gibi bir cezası olsaydı, bunu da açıklamaz mıydı? İnsan hayatında bu kadar olması az olan kefareti açıklayan Allah’ın insanların kasten oruç bozması gibi ihtimali yüksek olan bir cezayı açıklamaz mıydı?
Tekrar oruca dönüp ayetlere bakâlim. 4) Oruca zorlukla dayananlar, Bakara 184. Ayette, orucu zorlukla yerine getirenler, Ayet’te (YUTİKÜNE) olarak geçer, yaşlılık, iyileşmeyen hastalar olarak ifade ederler.
Halbuki, öyle zorluk la çalışan işçiler vardır ki, işleri gereği ya su içmeleri veya yemek yemeleri gerekir. İşleri gereği çok sıcak karşısında çalışan, (sıcak demir atölyeleri gibi) kişiler çok sıklıkla su ve benzeri şeyleri içmesi gerekir, yoksa böbrekleri iflas eder hasta olurlar, böylesi kişiler ya rızık temini için, ya esirdir veya hapistir ki, bulundukları ağır işlerde çalışmak zorundadırlar. Bir farz bir farzla kesilir, çalışmakta farzdır bu unutulmamalıdır. Allah yarattığı insanların nasıl zorluklarla karşılaşacağını bildiği için bunları açıklıyor. Onun için fidye yani bir yoksulu doyuracak kadar karşılığında para verirler. Allah tarafından, Kur’an da verilen bu ruhsatı hiç mi hiç kimsenin kaldırması söz konusu olamaz. Bunu, o kişi kendi vicdanıyla kararlaştıracaktır. Bakara 184. Ayette oruç tutmanın bizim için daha hayırlı olduğunu da düşünerek davranmalıyız. Bakara 184. de “Kim gönülden bir hayır yaparsa, bu kendisi için daha hayırlıdır ayetini de göz önünde bulundurmalıyız.
5) Orucun vaktini, ne zaman tutup, ne zaman orucumuzu bozacağımızı da yine Bakara 187. Ayetten anlıyoruz. Ayette sizce ifadesinde, orucun başlama vaktinin tan yerinin ağarması yani karanlığın biraz daha aydınlanması olduğunu anlıyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken bir durum var. Takvimler de tedbir olarak biraz erkene alınmıştır. Oruca bir şey olmaz, ama namaz kılınması için erken oluyor kanaatindeyim. Namaz için biraz beklemek daha doğru olacaktır. Orucun bitiş zamanı yani vakit olması akşam bulunulan yerin en yüksek yerinden güneşin batması görünmemesidir.
6) Yine Kur’andan, oruç gecesinde kadınlara yaklaşıp cinsi ilişki yapabileceğimizi, Bakara 187. Ayetten anlıyoruz. Orucun gecesinde başlangıç zamanına kadar yeme ve içme işlerimizi yapacağımızı ve 1) yememe, 2) içmeme, cinsi ilişkiye girilmeyeceğini oruçlu iken yapılamayacağını yani orucu bozan üç işlemin olduğunu Bakara 187. Ayetten anlıyoruz. Oruçta kan vermenin, kusmanın, küfretmenin sadece oruçta değil, bütün zamanlarda küfredilmez, kavga etmenin, vitaminsiz ağrı kesici gibi iğne yaptırmanın orucu bozmayacağını bu ayetten anlıyoruz. Orucu üç şey bozar, yemek, içmek, cinsi ilişki bunun dışında vitamin türü iğne, hap, sıvı gibi şeyler bozar, vitamin dışı ağrı kesiciler bozmaz. Gıda hükmünde olmayan ve üç yasak olan yeme, içme, cinsi ilişki dışında kalır.