AHLAK, İnsanın yaşam biçimine ruhuna yerleşen alışkanlıklardır. Ahlaklı bir insan önce ahlakını düzeltmelidir. Ahlaklı bir insan, kendine nasip olana şükredip, kanaatli olmalıdır. Başkalarının hakkına göz dikmemeli, alışverişlerinde kanaatli, şükürlü olup, alırken de verirken de hile yapmamalıdır. 55/Rahman 8 “Sakın adalet ölçüsünden şaşıp haddinizi aşmayın.” Rahman 9 “Ve dengeyi adaletle ayakta tutun, sakın dengeyi bozmayın.” 83/Mutaffifin 1 “Yazıklar olsun ölçü ve tartıda hile yapanlara.” İkinci ayet “Onlar insanlardan bir şey alırken tam ölçüp tartarlar.” Üçüncü ayet “Fakat kendileri onlara ölçüp tartarken eksik verirler.” Dördüncü ayet “Şimdi bunlar, yeniden diriltileceklerini düşünmüyorlar mı?” Sanki bu ayetler günümüz insanlığını uyarıp ikaz ediyor. Şöyle bir yaşadığımız hayata bakarsak, alan, çalan, aldatan, aldığını inkar edip vermeyen, eksik tartıp veren, hileli mal satan, toplum oluşmuştur. Bu ahlaksızlığın sonucunda, doymayan, kanaati olmayan, hepsi benim olsun, ondakilerde, bundakiler de hepsi benim olsun diyen haramzade bir toplum oluşmuş. Aynı malı satan esnafların biri bir mala 50 tl, derken, diğeri aynı mala 100 tl, başka biri 150 tl diyebiliyor. Allahın kendilerini gördüğünü ve hesap soracağını aklına getirmiyor çal, çal, çal, kandır, kandır doyma, ahrette bunun hesabını vereceğini unutuyor, ya da inkar ediyor. Sonrada ben Müslüman’ım, Allaha inanıyorum namaz kılıyorum, diyor. Diyor da, belki de kıldığı namazda okuduğu, Maun suresi 1 “Dini yalanlayanı gördün mü? Maun 4,5 “Yazıklar olsun o namaz kılanlara, kendilerini ahlaken düzeltip ibadetlerini/yaşantılarını ciddiye almazlar.” Bunun sonucunda dünyada, ülkemizde huzur olmaz, sevgi olmaz, saygı olmaz, ekonomik sıkıntı, terör, kuraklık, kıtlık, aşırı sıcaklık ve soğukluk, evimizde sokağımızda, caddemizde, köyümüzde, kasabamızda, şehrimizde, vatanımızda, dünyada ne adalet olur ne huzur olur. Olmuyor da, dünyanın çeşitli yerlerinde haydut kanunu uygulanıp, gücü yeten güçsüzleri öldürüp yok ediyor kime de kılını kıpırdatmıyor. Üç tane, beş tane, on beş tane haydut, doymaz, kendilerinden başkalarını düşünmeyen şeytanı bile geride bırakan devletler dünyayı sömürüyorlar. Sömürülen devletlerde birlik olup ses çıkartamıyorlar. Allahın, İslam’ın, Kuranın, Resulün ahlakı, ilkelerine, davranış kurallarına, ahlaki prensiplerine uymayı emreder. Ahlaki ölçüleri sadece Allah belirleyip koyar. Ahlakta ölçü, akıl, bilgi ve gerçek imanla temin edilir. 5/Maide 49 “Aralarında Allahın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allahın indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarına dikkat et. Unutmayın ki, insanların çoğu yoldan çıkmıştır.” Allah kullarına haksızlık yaptırmaz, hırsızlık yapmayın, kamu hakkı yemeyin, kul hakkı yemeyin, kötülüklere, zulme, şirke bulaşmayın der, ama bunları yapıp yapmamak insanların hür iradelerine bırakılmıştır. Bu dünyada bunların yapılmasına Allah karışmaz, ahrette hesabını soracağını açıklar, ahrete iman etmeyenler diye uyarısını yapar. Onun için ahlaksızlıkta ilahi dileme/isteme ve ilahi irade yoktur. Bir işi insan hür irade isteği ile yapar, Allah onu yaratır, kayıt altına aldırır ve ahrette delil olarak gösterip hesap sorar. 18/Kehf 28 “Kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.” Ahlak Kuranda yer aldığı için evrensel bir kuraldır, iyiliğin kaynağında Allah, kötülükte insan vardır.