Kemal Yavuz

Kuran'da Hac - 1

Kemal Yavuz

Hac ve umre Allah için yapılmalıdır. Allah’ın rızası hem hac da, hem de umrede olmalıdır. Menfaatler, halkı kandırmalar, çıkar sağlamak, köşe dönmek ve siyasi çıkar sağlamak için olmamalıdır. Hac veya umrede, kesilen kurbanlar üzerine Allah’ın adı anılır ve kurbanların etinden yoksullara verilir ve de etlerinden yenilir. 22 / Hac 28. “.. Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini anmaları, kurban kesmeleri için Kabe’ye gelsinler. O kurbandan hem kendileri yesin, hem de yoksula, fakire yedirin.” Hac ibadeti yapılırken, kirlerden arınılmalı, yani bedeni kirler, tıraş olmak, tırnakların kesilmesi, koltuk altı ve kasıkların temizlenmesi gibi genel temizlikle, birçok insanın buluştuğu Hac mahallinde, her türlü hijyen ve çevre temizliği, kalben de helal ve harama dikkat edilmesidir. Ayrıca adakların, yani Hac ve Umre yaptığından dolayı Allah’a şükür kurbanı veya kurban kesememişse oruç tutması ve Kabe’yi ziyaret edilmesidir.  
22 / Hac 29. “Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Kâbe’yi ziyaret edip tavaf etsinler.” Kâbe’nin tavaf edilmesini de bu ayetten anlıyoruz. Yine Fetih suresi 48/ Fetih 27.” …Güven içerisinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescidi Harama gireceksiniz…” Kurban kestirdik den sonra başımızı tıraş ettirip veya kısaltabiliriz de. 
2/ Bakara 198. “Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbimizden gelecek bir lütfü (yanı) kazancı yapmanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat tan ayrılıp, akın ettiğinizde Meşarı Haram da Allah’ı zikredin ve Allah’ı size emrettiği şekilde anın…” Ayetten Hac zamanı ticaret yapabileceğimizi anlıyoruz. Halk arasında söylenen ve kabul bulmuş, hacca gidip gelen artık ticaret yapmaz anlayışının doğru olmadığını, hem hac da, hem de geldikten sonra doğru ticaret yapacağımızı anlıyoruz. Ayetten ayrıca Arafat tan, Müzdelife ve Mina ya gelince, Meşarı Haramda Allah’ı hatırlayıp anmamızı öğreniyoruz. 2/ Bakara 199. “Sonra insanların sel gibi aktığı yerden siz de akın. Allah’tan bağışlanma dileyin…”   
2/ Bakara 200. “Hac ibadeti bitince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın…” Hacda yapılacak bütün görevler detaylıca anlatılıyor. Bakara 158 den Safa ile Merve’yi ziyaret etmenin bir sakıncasının olmadığını, mecbur olmadığını, şeytan taşlama ile Hacerül Esvet taşının illaki öpülecek olmadığını selamlamak yeter, kadının tek başına hacca gidebileceğini anlıyoruz.  

3/ Ali İmra 97. ”…Yoluna güç yetirenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır…” Ayetinden, kadın erkek ayırımı olmadan, mal ve can güvenliği olduğunda hiç bir mahreme gerek kalmadan kadınında hacca gideceğini anlıyoruz ve mezhep görüşlerinin Allah’ın emrinin önüne geçmemesini arzuluyoruz. Hele zamanımızda uluslar arası seyahatlerde kadın erkek ayırımı yapılmadan dünyanın her yerine gidilebiliyor. Zaten Türk Diyaneti Hac ve Umre de görevlilerden tutunda, doktoruna, hemşiresine kadar yolcuların güvenliğini sağladığını biliyoruz. 
2/ Bakara 203. ” Sayılı günlerde Allah’ı anın. Kim iki gün içinde acele edip Mina’dan Mekke’ye dönmek isterse, ona günah yoktur…” 
Kur’an da Hac, 2/ Bakara suresi 158, 189, 196, 198, 199, 200, 203 =  3/ Ali İmran 97 = 5/ Maide 1, 2, 95, 96, 97 = 9 / Tövbe 3 = 22 / Hac 25, 26, 27, 28, 29. Allah bu ayetler de Haccı açıklıyor, biz de Haccın nasıl yapılacağını böylece anlayıp hayatımıza uygulamış oluyoruz. Kur’an da ki bu ayetler dışında Hacla ilgili söylenenler illaki yapılması gereken şartlar değildir. Yapılmadığı zaman, yaptığımız haccımız da, da bir eksiklik olmaz. Bir, Müslüman’a yakışan Allah’ın gönderdiği vahiy’e tabi olup, vahiy’i düşünüp, anlayıp hayatına uygulama gereği olmalıdır. İkinci defa, hac ve umreye gitmek nafiledir. Müslüman’ın yapacağı ilk önce farzdır, eğer parası maddi imkanı varsa, etrafındaki ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılayacaktır. Efendim oralara gitmek iyi, zevkli tamamda Allah diyor ki, öncelik ihtiyaç sahipleri diyor, ne yapacaksın ya Allah’a teslim olacaksın ya da heva ve arzularına teslim olacaksın. 
 Hacca gidenin bütün günahları af olur diye telkin etmek ve buna inanmak Kur’anla çelişir. Hac Allah’ın emirlerinden birisidir ve yapılması gerekir.  99/ Zilzal 7. “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa ahret’te onun karşılığını görür. 99/ Zilzal 8. “Kim de zerre miktarı şer, kötülük işlemişse onun karşılığını ahret’te görür.” Ama, başkalarının hakkını yiyeceksin, kul hakkı, kamu hakkı, malında fakirin hakkı olduğunu Allah emretmişken, onu yerine getirmeyeceksin, gönüller kıracaksın, İslam’ın doğru anlaşılması için gayret etmeyeceksin, zulüm edeceksin, hak, hukuk tanımayacaksın, insanlarla bu yönlü helalleşmeyeceksin ama, bir hacca gidip, toptan kurtulacaksın var mı? Allah’tan böyle bir emir, birileri söyleyecek sen de inanacaksın olur mu? 
Mesela, inandığımız ve bu dini bize tebliğ eden Peygamberimiz, ilk ve son haccı olan veda haccından geldikten hemen sonra şöyle yapıyor, rivayete göre. “Yarın hesap günü terazi kurulup hesaplaşma olacaktır. Elimiz de bir imkânın olmayacağı, hiç kimsenin kimseye yardım edemeyeceği o günden, bu gün hesaplaşma daha kolaydır. Kimin, malını almışsam, işte mâlim gelsin alsın, kime vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun.” Buyurarak bize, model oluyor. Veda haccın dan yeni gelmiş bir Peygamber, eğer günahlar o söylenilen yönlü af olup, bütün günahlar bağışlansaydı ne diye böyle davranacaktı. Bir Peygamber Allah’ın emrine muhalif iş yapar mı?  
 Ama, ne yazıktır ki, birileri yaptırıyor, Müslümanlar da aklını kullanmadan hemen teslim oluyor ve birde o doğru diye ayak diriyor. Ayetlerde, başkası adına, hac yapılacağına dair hiç bir bilgi yok, başkası adına hacca gidilemez. Allah hacca çağırırken 3/ Maide97. ” Onun yoluna gücü yetenler için Beyt’i Hac etmek, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.” Hac hayatta iken gücü yetenler için farzdır, buda bedenen ve malendir. Bedenen yoksa, ölmüşse zaten olmaz, Hayatta iken yapmadı ise sorumluluk o kişinindir. Kimse, kimsenin yerine, ibadet yapamaz, farz olan hac için vekil tayin olmaz, hasta ve yaşlıysa da, gücü yetmeyeceğinden zaten o farz yapılamaz. Allah, kimseye, gücünün üstünde emir yapmaz.  
 

Yazarın Diğer Yazıları