Kemal Yavuz

Mal ve Servetle Karunlaşmak İsteyenler

Kemal Yavuz

İnsan, Allahın kendisine nasip ettiği mal ve serveti sınav aracı olan bir emanet değil de mutlak bir mülkiyet olarak görmemelidir. Servet ve malın sadece alınan ve biriktirile bir varlık değil de, fazlasından verilen bir imtihan aracı olduğunu unutmamalıdır. Çünkü biriken maldan sadece yediği ve yardım edip verdiği kendisine fayda sağlar. Biriktirdiği ve bekçilik ettiği mal ve servet, geriye bıraktığı kişiler için, dövüş, kavga ve ölüm getirmektedir. Onun için servete ve mala sahip olduğunu sananlar, bakmışın ki, mal ve servete ait olup yok olmuş ve kaybedenlerden olmuştur. İnsan yüzünü servete ve mala dönerse, sırtını Allaha dönmüş olur ve ahretini kaybedenlerden olur. Eğer insan servet ve mal elinde nesneleşirse Allah onu servetinin ve malının sevgisini eline vererek cezalandırır. Yani sırtta taşınıp, mal ve servetin kölesi olanlar bir de bakmışsın ki, o mal ve servet o insanı yerin dibine geçirivermiş ve yok olup ölmüştür. 28/Kasas 76 “Şurası muhakkak ki, Karun Musa’nın kavminden biriydi. Karuna öyle mal ve servet hazineleri vermiştik ki, sadece anahtarlarını bile ancak güçlü bir topluluk zar zor taşıyabiliyordu. O  bu gücüyle kavmine karşı büyüklenip, mal ve servetiyle öğünüp kavmine zulüm etti. Kavmi de Karun’a, şımarma çünkü, Allah şımaranları sevmez demişti. Kasas 77 “Ve Allah sana verdiği bunca mal, mülk ve servet ile ahret yurdunu kazanmanın yollarını ara, ama dünyadan da nasibini unutma Allah, sana bolca mal, mülk, servet verdiği gibi sende muhtaçlara iyilikte bulun ve sakın memlekette zorbalık ve bozgunculuk peşinde koşma, çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”  Kasas 78 “Karun, ben bunca malı, mülkü, serveti ancak param, bilgim ve becerim sayesinde elde ettim dedi. Halbuki, bilmiyor mu ki Allah, kendisinden önceki kuşaklar içerisinde ondan daha güçlü ve daha zengin nicelerini yok ve helak etmiştir. Suçu tabiat haline getirmiş olanlara günahları için sorgu sual gerekmeden yargılanırlar. Kasas 79 “Karun, bir gün bütün görkem ve gösterişi ile halkın karşısına çıkmıştı. Dünya hayatına düşkün olanlar, keşke biz de Karun gibi zengin olsaydık ne olurdu sanki. Gerçekten o ne kadar şanslı bir adammış diye söylendiler.” Kasas 80 “Dünya ve ahret hakkında gerçek bilgiye sahip olanlar ise, yazıklar olsun size, iman edip iyi ve yararlı işler yapanlar için Allahın vereceği mükafat şu üç günlük dünyanın tüm hazinelerinden daha değerlidir. Ne var ki, ona ancak imanı uğrunda her türlü zorluğa göğüs gerip sabredenler ulaşabilir demişlerdi.” Kasas 81 “Sonunda biz de Karun’u köşk ve saraylarıyla birlikte yerin dibine geçirdik. Allahtan başka, kimse ona yardım edemezdi, edemedi de, kurtulmak için de elinden hiçbir şey gelmiyordu.” Kasas 82 “Daha dün, Karun’un yerinde olmak isteyenler bu defa şöyle dediler. Vay be demek ki, Allah kullarından dilediğine hak edene rızkı bolca veriyor ve dilediği kimse için ise bir ölçüye göre veriyormuş. Eğer Allah, bize lütfetmemiş olsaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki, nankör kafirler asla iflah olmazlarmış.” Şöyle bir düşünüp etrafımıza ve basından öğrendiklerimize bir bakalım. Nice malı ve servetiyle öğünen insanlar yok olup gitmiş ve silinmişlerdir. Ne servet, ne mal, ne iktidar, ne güç ne devlet hepsi bir gün gelecek yok olup tarihe karışacak, ebediyen kalacak ve yaşayacak iddiaları son bulacaktır. Servetini ve malını koruma isteğiyle, hakkın değil de gücün yanında yer alıp Karunlaşmak isteyenler, Allahın kendilerini ahrette hesaba çekeceğini unutmamalı. 

Yazarın Diğer Yazıları