Kemal Yavuz

Nebimiz, Resulümüz Peygamberimizi, Şöyle Severiz

Kemal Yavuz

Allah’ın müsaade buyurduğu ve Kur’anda açıkladığı ölçüde severiz. Mesela, 6/Enam 50 ‘De ki: Ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum (her istediğimi her arzumu yapamam) ben gaybı da bilmem, size ben bir meleğimde demiyorum, ben sadece Allahtan bana vahiy edilene uyarım. De ki: Kör ile gören hiçbir olur mu? Hiç düşünmez misiniz? ‘ayetine inanıp sevdik. 46/Ahkaf 9 ‘De ki: Ben Resullerin/peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem, ben sadece Allahtan bana vahiy edilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.’ Ayetine göre Resulümüze inandık ve sevdik. 10/Yunus 49 ‘De ki: Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar, ne de bir menfaat verme gücüne sahibim…’ ayetine uyup sevdik.

Biz günahlarımıza, Nebimizden, Resulümüzden, peygamberimizden şefaat bekleyerek değil, şefaatin yalnız ve sadece Allaha ait olduğuna, bu ayetleri tebliğ eden ve ayetleri yalanlayıcı hiçbir hadis söylemeyen Resulü sevdik. 9/Tövbe 80 ‘Ey Muhammed onlar için ister af dil, ister dileme, onlar için yetmiş kez af dilesen de, Allah onları asla affetmeyecek. Bu onların Allah ve resulüne aykırı davranıp inkâr etmelerinden dolayıdır.’ 63/Münafikun 6 ‘Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.’ Bu ayetleri tebliğ eden Resulümüz, bu ayetleri yalanlayıcı ve de Allah dinimizde hâşâ eksik bırakmışta Resulümüz o eksikliği tamamlıyor görevi veriliyor, bu düşüncenin Yahudi ve Hıristiyanların peygamberlerini ortak koşmakla aynı anlama geldiğini anlamıyorlar mı? 39/Zümer 43 ‘Yoksa onlar Allah’ın yanında, Allahtan başka şefaatçiler mi edindiler. De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlersede mi şefaatçi edineceksiniz.’ 39/Zümer 44 ‘De ki: Bütün şefaat yalnız Allah’ındır…’

Ayete dikkat edersek şefaatin parçası değil bütünü Allaha ait buyruluyor. Bir parçasını peygambere, bir parçasını, veli, evliyaya, bir parçasını şeyhlere, tarikatlara, cemaatlere, yatırlara denmiyor, şefaatin bütünü Allaha ait deniyor, inandığımız Kur’anımızda, bundan seviyoruz.  6/Enam 104 ‘Doğrusu, size Rabbiniz tarafından basiretler idrak/anlayış kabiliyeti verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olur görmezse zararı kendisinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.’ Dinimizin göndericisi Allah böyle emrediyor bizde inanıp iman ettik ve Resulümüzü bunun için sever ve örnek alırız hayatımıza. Yapıp yapmamak insanlara aittir.

 

Yazarın Diğer Yazıları