Hayatın ilk defa sularda başladığını, sonra karaya, daha sonra havaya intikal ettiğini bilimsel olarak bilinmektedir. Onun için hayatında sularda başlaması için suların hayat şartlarına uygun olması gerekir. Saf suda hayat olmayacağı gibi, kaynar suda da olmaz. Akıntılı, durgun, berrak ve bulanık sular her hayat için aynı değildir. Mesela tatlı sularda kalsiyum, karbonat ve kalsiyum sülfat tuzları çok, sodyum klorür ve magnezyum karbonat ise az bulunur. Tuzlu sularda ise sodyum klorür yani yemek tuzu çok diğerleri azdır. Bununla beraber bu madeni tuzların nisbeti binde beş ile binde iki yüz arasında olmalıymış ki, sularda canlılar yaşayabilsin. Sulardaki madeni tuzların ölçüsünü koyan kim? Bunları ölçülü koyan varlık Allah’tır. Bunlar durup dururken kendiliğinden, kendilerini ölçülü olarak yapmamıştır. Bunları ölçüp biçen ve ayarlayan Allah’tır. 2/Bakara 22 “Allah yeryüzünü sizin için bir yaşam alanı kıldı, gökyüzünü de üzerinize bir bina yaptı. Gökten su indirerek de size rızık olsun diye onunla çeşit, çeşit ürünler yerleştirip yetiştirdi. Bütün bunları bildiğiniz halde kendiliğinden olmuş deyip birilerini Allaha denk tanrılar edinmeyin.” 13/Rad 4 “Yeryüzünde birbirine komşu ama birbirinden farklı kara parçaları vardır. Orada üzüm bağları, ekin tarlaları, tek kökten çıktığı halde çatallı çatalsız ve ya çatal kökten çıktığı halde tek gövde üzerinde boy veren hurma ağaçları vardır. Bunlar aynı sudan sulandığı halde, Allah onların meyvelerini birbirinden güzel farklı renk ve tatlarda yaratmıştır. Bunda da aklını kullanan bir toplum için nice ayetler/deliller vardır.” bu olayı daha iyi anlamak için çay şekerinin ucunu çaya değdiriniz. Şekerin çay suyunu emdiğini göreceksiniz. İşte burada şekerin yoğunluğu fazladır. Çayın az yoğun, fazla yoğuna geçiyor. Bu bir kanundur, fakat bu yoğunluk kanunu kendiliğinden olmamıştır. Bunu hesap edip ölçüp biçen ayarlayan Allah’tır. Bunlar hangi akıl ve hesaba göre kendiliğinden olabilmiştir. Canlıların vücut yapılarını yapan yaşatan ve yaşama uygun hale getiren Allah’tır. Mesela balık suda yaşar ama suyun ne olduğunu bilemez bunlar kendiliğinden olamaz. Bir zamanlar devenin bini bir pula satılırmış, şartlar öyle imiş. Şimdi akıllarını çalıştırmayıp her şey kendiliğinden oldu diyenler, akıllarını bir pula satıp hafızalarını kasalar kilitleyenler, akıllarını, ilimlerini bonoda bırakıp üzerini örtenler balıktaki pulun sanatkarını göremiyorsa ahrette çok zorlanacaklardır. Bunu ben demiyorum, hayatı veren Allah, hayatı rızık ile devam ettiren Allah diyor. Onun için kainat Allahın bir mektubudur bu mektubu aklını çalıştıran ve Allahın emrini öğrenen insanlar okuyabilir. 78/Nebe 6 “Allah yeryüzünü sizin için yaşam alanı yapmadık mı? Nebe 7 “Dağları da birer kazık gibi çakmadık mı?” Nebe 8 “Sizi de çiftler halinde yaratmadık mı?” Nebe 9 “Uykuyu da sizin için dinlenme vesilesi kılmadık mı?” Nebe 10 “Geceyi de üstünüze bir örtü yapmadık mı?” Nebe 11 “Gündüzü de geçim zamanı kılmadık mı?” Nebe 12 “Üstünüze de sapasağlam yedi kat gök bina etmedik mi?” Nebe 13 “Güneşi de oraya ışık saçan bir kandil olarak asmadık mı?” Nebe 14 “Yağmur yüklü bulutlardan şarıl, şarıl sular indirmedik mi?” Nebe 15 “Bu yağmurla tahılları ve bitkileri yetiştirmedik mi?” Nebe 16 “ itkileri birbirine dolaşmış salkım saçak bahçeleri meydana getirmedik mi?” Evet bunları açıklayan ve yaratıp yapan Allah’tır. Bunları yaratanı unutup, kendiliğinden olmuş demek gerçeği inkar etmektir.