Allah, insanlara kendi bütçelerine göre ellerinden geleni vermesini istiyor. 65 / Talak 7. ‘ Geniş imkânı olan bu geniş imkânından versin. Rızkı dar ve kısıtlı olan da Allah’ın kendisine nasip ettiklerinden versin.’ Allah kendi rızası için harcayacaklarımızı gizli olarak ve açık olarak ta verebileceğimizi, fakat, gizli olarak vermemizin daha iyi olduğunu açıklıyor. 13 / Rad 22. ‘…Kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak infak ederler.’ 2 / Bakara 271. ‘Sadakaları açıktan verirseniz ne iyi, fakat gizleyip de fakirlere verirseniz, bu sizin için daha da hayırlıdır.’ Allah’ın Kur’an da açıklamayıp koymadığı zekât ölçülerini getirip, hükümler koymak doğru değildir. Bir malın, bir kişide en az bir sene kaldığında zekât verilir denmemesi gerekir. Ne zaman zenginliğe ulaşırsa o zaman verilmesi gerekir.
Bu gün, insanların büyük bir bölümü, parasını bir sene elinde tutmuyor, sürekli işlerinde sermaye olarak kıymetli kâğıt olarak döndürüyorlar. Mal üretiminde kullanılan mallardan zekât verilmez gibi Kur’an da açıklanmayan ve olmayan prensipler düşünülürse, krediyle iş yapan holdingler, üretim aracı fabrikası olan fabrikatörler, o zaman aşağı yukarı hiç zekat vermeyecek, misal bir çiftçi ürününden topladığından bunun 1 / 10 undan, ev hanımı birisi sahip olduğu altınlardan 1/ 40 ını her sene zekat verecektir. Diğer bir konu binek için zekat verilmez görüşüdür. Bu görüşe göre milyarlık arabası olan zekat vermeyecek ama, 10 kılo domates toplayan bir çiftçi bir kilosunu zekat verecektir. Bunu Allah Kur’an da açıklamadığı gibi, akla da uygun değildir, akla uygun olmayan dinde ölçü olmaz, Allah’ın adaletiyle çelişir. Şu ayeti ne yapacağız? 3 / Ali İmran 92. ‘Sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça asla iyiliğe ulaşamazsınız. Her ne harcarsanız Allah şüphesiz onu bilir.’
90 / Beled 5. ‘Ne yani, şimdi insan kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor….’ 90 / Beled 11. ‘Fakat o sarp yokuşu aşamadı.’ 90 / Beled 12. ‘Bilir misin o sarp yokuş nedir? Beled 13. Ayet. ‘Bir köleyi hürriyetine kavuşturmak. Beled 14. Ayet. ‘Veya açlık gününde muhtaçları doyurmak.’ Beled 15. ‘Yakını olan bir yetimi. ‘Beled 16. ‘Ya da evsiz, yuvasız bir düşkünü.’ Bu ayetler insanı yakasından tutup öyle bir sallıyor ki, ey insan kendine gel, kimin malını kime vermiyorsun, bu mal sana imtihan için emanet verildi, emanete niçin ihanet ediyorsun diyor adeta. Ayette ki, köleliği sadece bilinen fiziki köleliği değil, çağımızın sosyal, ekonomik ve siyasal kölelikle, manevi köleliği de kaldırmak istiyor.
Allah’ın bu emirlerini yerine getirmeyen kişi, insanları özgürlüğe kavuşturmakla, açları doyurmakla, yetimi, düşkünü ve ihtiyaç sahiplerini kollamakla Allah’a kul olmanın bilincine vararak ahretini kazanıp ebedi kurtuluşunu eline alacaktır. 89 / Fecr 17, 18, 19, 20. ‘Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirip içirip, giydirip ihtiyaçlarını karşılamak için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helal demeden mirası yiyor ve malı aşırı bir biçimde seviyorsunuz.’ 59 / Haşr 9. ‘… Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile muhtaçları kendilerine tercih ederler.’ 70 / Mearic 11, 12, 13, 14.’ Birbirlerine gösterilirler, fakat herkes kendi derdindedir. Günahkâr kimse ister ki, o günün ahretin azabından kurtulmak için, oğullarını, hanımını, kardeşini kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde ki, kim varsa hepsini fidye olarak versin de tek kendisi kurtulsun.’ 70 / Mearic 24. ‘Onlar ki, malları üzerinde belirli kimselerin hakkı olduğunu bilirler.’ Demek ki, zekât, zenginin yoksula bir ikramı değil, yoksulun zengin üzerindeki hakkıdır. Bu ayetin üzerine ne söz söylenebilir.