SİYASETİN ısındığı şu günlerde başka konulara takılmak pek de alışala gelmiş bir durum değil.
Ancak son yıllarda “yeme-içme sofraları” üzerinden mesaj vermek adetten oldu.
Örneğin; siyasi bir lider kamuoyu ile bir şeyler paylaşmak adına illaki bir sofra hazırlaması zorunlu(!) hale gelmiş.
Ya da sıradan bir dernek “bir yerlere tepki” göstermek için topladığı kalabalığa beş yıldızlı da olmasa hatırı sayılır bir sofra kurmayı ihmal etmemiştir.
Bu durum toplumumuz için “olmazsa olmaz” bir hal aldı. Demek ki bizler yeme içmesiz hiç bir iş yapamıyoruz.
Öyle ki, ya sofralar kurmak için bir şeyler bahane ediyoruz, ya da “sofrasız” biraraya gelemiyoruz.
Yani işin özü sanırım(!) sofrada, dahası boğazda!..
Küçük tavsiyeler..
İki akıl bir fikir etmeden önce iyi düşünün.
Çevireceğiniz senaryoları iyi ayarlayın.
Adımlarınızı atmadan önce sağlamasını yapın ki, Sizden üç adım önde olanlar var…
Bilin istedim.
***
Kayseri yerelinde de son dönemlerde akıl almaz hadiseler yaşanıyor. Birileri birilerini yeme telaşına düşmüş.
En önemlisi de “üstüne vazife” olmayanların ön ayak olma çabası da ayrı bir dert.
Ne demiş atalarımız; “el mi yaman, bey mi yaman”, bekleyip göreceğiz.