Ligdeki ilk haftalar genellikle takımların oturmaya başladığı, yeni transferlerin adaptasyon sürecinin sürdüğü dönemlerdir. Bu noktada Kayserispor'un sıkıntı yaşadığı söylenemez. Çünkü yeni transfer yok, o yüzden de adaptasyon süreci de yok.
Ligde 2 hafta geride kaldı.
Kayserispor ne kazandı, ne kaybetti.
Oynadığı futbol da henüz ilerisi için kafalarda bir düşünce oluşturmadı.
Galatasaray karşısında beklentilerin üzerinde bir oyun oynayan Kayserispor, kazanmaya da yaklaştığı müsabakadan puan çıkartarak, lige iyi bir başlangıç yaptı diyebiliriz.
Sonraki hafta İstanbulspor karşısında yine galibiyete yaklaşan sarı-kırmızılılar, öne geçse de 2 puanı İstanbul’da bırakıp geldi.
Takımda eksiklerin olduğu gün gibi ortada… Hocanın eli çok zayıf. Ligin ilk haftasında sıkıntılar çok belli olmaz ama bu lig uzun maraton. Daha Türkiye Kupası da var. Zora giren maçlarda yedek kulübesinden oyunun kaderini değiştirecek bir futbolcu yok.
Transfer diye bağırıyor takım…
Şehrin büyükleri hemen her röportajda tahta açılacak diyor. Biz de el mahkûm bekliyoruz açılmasını…
Evet, kolay değil…
Çok zor yollardan geçildi. Artık sona gelindi. Buraya kadar gelinip de tahta açılmazsa büyük felaket olur.
Hocayı bile takımda tutamazsınız. Zaten 3 maç kötü gitse takım, hoca pılını pırtısını toplar gider. Haklı olarak…
Şimdi sırada Samsunspor maçı var. İçerde oynanacak bu müsabakada alınacak galibiyet moralleri yükseltir. Ancak yine de sıkıntıların üzerini kapatmaya yetmeyecektir.
Süper Lig 40 hafta süren bir süreç ve takımların performansı sezon boyunca istikrarlı olmalıdır. İlk haftalardan itibaren takımın sağlam bir temel üzerine oturması ve başarılı sonuçlar elde etmesi, ilerleyen zorluklarla başa çıkma açısından büyük önem taşır. Erken dönemde kazanılan puanlar ve özgüven, sezonun ilerleyen aşamalarında büyük bir fark yaratabilir.
Dediğim gibi lig zorlu bir maraton, yolun başında ipi sıkı tutmak esastır. Daha sonra o ip elden giderse Kayserispor’un yerinde yeller eser…