FUTBOLSEVERLERİN büyük heyecanla beklediği en önemli turnuvalardan biri olan Dünya Kupası, dün Katar'da oynanan Katar - Ekvator müsabakasıyla start aldı.
Ne yazık ki yine bir Dünya Kupası serüvenini evimizden izleyeceğiz...
Türkiye A Milli Futbol takımımız Dünya Kupası'na en son 2002 yılında katılmış, yarı final oynamış ve turnuvanın en dikkat çeken takımlarından biri olmuştu.
O dönemleri yaşım küçük olmasına rağmen, dün gibi hatırlıyorum.
9 yaşındaydım...
2002 Dünya Kupası, haziran ayının başında başlamış, organizasyon Güney Kore ve Japonya'da yapıldığı için saat farkından dolayı müsabakalar sabah saatlerinde oynanırdı.
O dönemler de okullar yaz tatiline yaklaşmış, karneleri almak için gün sayardık.
Türkiye A Milli takımımız, Brezilya, Çin ve Kostarika ile aynı grupta yer alırken, müsabakalar sabah ve öğle saatlerinde oynanırdı.
O dönemlerde okulda olduğumuz için müsabakaları takip etmekte zorlanırdık. Ancak öğretmenler okulun son zamanları olduğu için ders işlemez, milli takımın maçlarını izlerlerdi. Öğretmenlerimizden maç hakkında bilgiler alırdık, sonucu öğrenmeye çalışırdık.
Neyseki okullar kapandığında takımımız yarı finale kadar gelmiş ve heyecan dolu müsabakaların hepsine tanıklık etmiştik.
Müthiş yıllardı...
Dünya kupaları her zaman farklı ve güzel olmuştur. Futbol anlamında farklı bir lezzet bırakmıştır. Türkiye olarak sadece 2 organizasyona gidebildik.
Biri 1954'te diğeri ise 2002'de...
Allah'tan 2002'dekini yakalayan bir nesilim. O dönemlerde doğan şuanki çocuklar, Dünya Kupası'nda, Türkiye Milli Takımı'nı görememenin şanssızlığı yaşıyor, bu heyecanın güzelliğinden mahrum kalıyorlar.
1930 yılından bu yana, 4 yılda bir yapılan bu turnuvaya sadece 2 kez katılan bir Milli Takımımız var...
Son birkaç turnuva hariç, katıldığımız turnuvalarda ses getirsek de ne yazık ki futbolumuz istenilen seviyede değil. Son 2 Avrupa Şampiyonası'na katılan takımımız, beklentilerin çok çok uzağında kaldı.
Futbolumuz dibe çökmüş durumda. Kulüplerimiz borç batağında. Avrupa'ya giden oyuncularımız birkaç yıl içinde çantasını topladığı gibi ligimize geri dönüyor. Avrupa'daki en ufak "günü birlik" bir başarıda kendimizi dev aynasında görüyoruz. Herhangi bir futbolcu 3-5 maç iyi performans gösterdiğinde "dünya yıldızı" diye adlandırıp, kendi çapımızda milyon euro fiyat biçiyoruz.
Çünkü uzun vadeli başarıya açız.
Sistemsiz, günü birlik başarılarımız var. Geleceğe dönük planlarımız yok.
Futbolumuzun geleceği hakkında bir fikrimiz yok.
Şampiyon olan takımı gelecek sene ortalıkta göremiyoruz.
Alt yapıdan futbolcu çıkaramıyoruz. İstisnalar var elbette. Binde bir de olsa çıkıyor.
Sonuç olarak bir Dünya Kupası'nı daha TV'lerimizden imrenerek izleyip, başka takımların sevinçlerine ortak olacağız.
Dünya Kupası gibi büyük bir futbol pazarında kendimize yer bulamayacağız.