Osman Başeğmez

Büyük Usta Veli Altınkaya'nın ardından

Osman Başeğmez

Veli Abi’yi 2011 yılı Aralık ayında tanıdım.

Kayseri’nin soğuk kış gününde içimi ısıttı tanışmamız. Kayseri ile ilgili tüm kaygılarımızı-endişelerimizi birkaç kelamla bertaraf etti.

Kayseri mesaimin ilk günü, ilk saatleriydi.

“Müdürüm sen bize emanetsin, ne ihtiyacın olursa cep telefonum bu. Her konuda arayabilirsin” dedi ve ekledi:

-Bunu sayma, çayımı içip gideceğim, Cemiyet Yönetim Kurulu olarak ayrıca hayırlı olsun ziyaretine geleceğiz.

Öyle de yaptı. İkinci gün bir basın ordusuyla şereflendirmişti.

Öyle çok anılarımız var ki;

Dostları zarar görmemesi için hep kendisini siper ederdi.

Dostlarının zarar göreceği konuları önceden sezerse, ilmi siyasetle uyarırdı.

-Aman gardaşım dikkat et!

Tam bir Kayseri sevdalısıydı. Gazeteci olarak Kayseri’ye yapılacak yatırımların fikri takibini en iyi o yapardı.

Kayseri-Ankara Hızlı Tren Projesi mesela…

Konya-Ankara etabı tamamlanıp hizmete girdiğinde, Konyalı olmam hasebiyle kinayeli bir şekilde takılmış;

“Kayseri-Ankara hızlı trenine binmeden ölürsem gözüm açık gider” demişti.

Güne ve mesaiye erken başlar, erkenden arardı.

Çocukların derslerini, en çok da ailemizin sağlığını sorardı.

-Gardaşım! Anan nasıl oldu? Dizi iyileşti mi?

-Yengem çocuklar iyi değil mi?

-Aman Gardaşım! Dikkat edin.

Kendi sağlığını sorduğumuzda, şükür eder, tatlılar yüzünden ara ara kilolarından dert yanardı.

Veli Abime Kayseri’nin o meşhur duası söylemek çok yakışırdı.

-İşin gücün ras gelsin.

Dilden değil, gönülden dua ve niyazda bulunur, bunu da hissettirirdi Rahmetli…

Kayseri’den Bursa’ya tayinimiz çıktığında üzülmüştü.

Cemiyetteki veda ziyaretimizde hüzünlenmiş ağlamıştık.

Arkamdan köşesinde, “Çalışkanlığımıza, dürüstlüğümüze, adaletli yönetimimize” atıf yapan yazı yazmıştı.

“Yazıda abartmışsın abi, işimizi görevimizi yaptık” deyince, “İç çekip, keşke her devlet görevlisi senin gibi olsa” deyip çalışma motivasyonumuzu artırdı. 

Bursa’da da Diyarbakır’da da hiç irtibatı koparmadı Rahmetli…

Kurumsal bir konu olduğunda istişare etme bahanesiyle arardı.

Bilirdim ki, asıl amacı gönül almak, hal hatır sormaktı.

Her aramamda bir dünya telaşıyla uğraşırken çıkardı telefona.

Ya bir Kayseri’nin derdiyle dertlenir,

Ya da bir Kayserili’nin derdine derman olmaya çalışırdı.

Bitmeyen bir koşturmaca, kovalamacanın içindeydi hep.

O böyle mutluydu.

Eminim, kaleme aldıklarından kat kat fazla bilgi ve sırra sahipti. Yazılmaması kaydıyla elde ettiği bilgiler şimdi onunla gitti. 

Kayseri’ye dair pek çok tabiri Rahmetliden öğrendim.

Yeri geldiğinde, “Donumuza yine kedi attın müdürüm” der, titizlikle işi çözerdi.

En son üç dört gün önce, hanımefendi aracılığıyla sağlık durumunu öğrendim, yengemiz dua istemişti.

Sağlığı için dua ederken, şimdi Allah’ın rahmeti için dua ediyoruz. 

Veli Abinin, mübarek bir ayda, mübarek akşamda vefatını öğrenmenin üzüntüsü içerisindeyiz.

Kayseri Gazeteciler Cemiyeti ve yerel yönetimlerden ricam Veli Abinin ismini bir yer veya mekânda yaşatmasıdır. Kayseri vefalıdır. Bunu çok görmeyecektir.

Daha yazmadığım pek çok duyguyla;

Veli Abiye Allah’tan rahmet, ailesi başta olmak üzere, bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum.

-Basın İlan Kurumu Kayseri eski Başkanı-

Yazarın Diğer Yazıları